Hz. Ömer (r.a) anlatiyor:



DIN ÖGRETMEYE GELEN MISAFIR





"Bir gün Resülullah Efendimiz (s.a.s), mescitte Sahabe-i Kiram ile oturuyordu. O esnada cemaatin icinden bir $ahis aniden cikageldi.

Gelen kimse, beyaz elbiseli, siyah sacli, güzel kokulu, üzerinde yol izi bulunmayan, kimsenin de tanimadigi biriydi. Bu zat Resülullah"in (s.a.v) huzuruna kadar geldi, selam verdi, edeple önünde oturdu, ellerini dizlerinin üzerine koydu ve kendisine sorular sormaya ba$ladi. Öbce

"Ya Muhammed! Bana Islam"in ne oldugunu haber verirmisin?" diye sordu. Resülullah Efendimiz (s.a.v)

"Islam, Allah"tan ba$ka ilah olmadigina, Muhammed"in O"nun peygamberi olduguna $ahadet etmendir. Ayrica namaz kilmandir, zekät vermendir, oruc tutmandir ve gücün yetiyorsa Allah"in evini ziyaret edip hac yapmandir" diye cevap verdi. O zat,

"Dogru söyledin" dedi. Biz adamin önce soru sorup pe$inden cevabi tastik etmesine hayret ettik. Sonra tekrar,

"Bana imanin ne oldugunu haber verirmisin ?" diye bir soru daha sordu; Resülullah Efendimiz (s.a.v)

"Iman, Allah"a O"nun meleklerine, kitaplarina, peygamberlerine, ahiret gününe, bütün iyilik ve kötülügün bir kaderle meydana geldigine inanmandir" diye cevap verdi. O,

"Dogru söyledin" dedi. Biz, hem soru sorup hem tastik etmesine yine hayret ettik.

Gelen zat tekrar,

"Ihsan nedir, bana ihsani haber verirmisin ?" diye sordu; Resülullah Efendimiz (s.a.v),

"Ihsan, yüce Allah"i görüyor gibi O"na ibadet etmendir.
Her ne kadar sen O`nu görmüyorsan da O seni görmekdedir (bunu kesin olarak bilmendir)" buyurdu. Gelen zat,

"Bana kiyametin ne zaman kopacagini haber verirmisiniz ?" diye sordu; Resülullah Efendimiz (s.a.v),

"Bu konuda soru sorulan kimse, sorandan daha bilgili deyildir (ben bu konuda kesin bir saat söylüyemem)"buyurdu. O zat, kiyametin almelerinden sordu. Resülullah Efendimiz (s.a.v),

"Bir zamanlar cobanlik yapan fakir kimselerin bina yapmada birbiri ile yari$malari, annelerini kölesi gibi kendine hizmet ettirecek azgin cocuklarin türemesi, kiyametin alemlerindendir" buyurdu.

Soru soran zat izin isteyip kalkti, bir anda gözden kayboldu. Resülullah Efendimiz (s.a.v) sahabeye,

"$u soru sorani bulup bana getirin!" buyurdu; Sahabe geleni aradi, fakat bulamadi. Resülullah Efendimiz (s.a.v),


"O Cibril"di; size dininizi ögretmeye geldi" buyurdu.



KISSADAN DERSLER




 

Yüce Allah, mümünlerine habibi Hz. Muhammed"i (s.a.v) rehber, meleklerin reisi Hz. Cebrail"i de yardimci yapmakla en büyük iyiligi yapmi$tir.

Islam dini, äalemlere rahmet yapilan Hz. Muhammed Efendimiz"e (s.a.v)täbi olup ilahi a$ki tanimak, tatmak ve äleme yaymaktan ibarettir.

Din, yüce Allah ile aciz kulu arasindaki a$k sözle$mesidir. Kul bu a$kini ancak yüce Mevla"sinin habibine teslim ve tabi olarak ispat eder.

Din, yüce Allah "in kullarina yükledigi en büyük emanettir.
Din, ilahi hükümlerin ve terbiyenin bütünüdür.

Son din islam dinidir.Son peygamber Hz. Muhammed"dir (s.a.v). Son ilahi kitap Kur"än-i Kerim"dir. Kiyamete kadar gelecek bütün insanlar Islam"dan, Hz. Resülullah"tan ve Kur"an`dan sorumludur.

Islam"in gelmesiyle önceki bütün dinlerin hükmü kalkmi$tir. Bu dinler hic bozulmasaydi bile, Islam"ibirakip onlarla amel etmek yine caiz olmazdi. Eger bütün peygamberler Hz. Muhammed"in (s.a.v.) hayatina ula$mi$ olsalardi hepsinin ona uymasi farz olurdu; cünki o, hepsinin imami, efendisi ve hatemidir. Hatem, sonuncu, tamamlayan ve bitiren demektir.

Hz. Muhammed Efendimiz"le (s.a.v) peygamberlik tamamlanmi$tir, nübüvvet kapisi kapanmi$tir, sadece velayet kapisi aciktir.

Cibril hadisinde Islam"in üc ana bölümü ögretilmi$tir. Bunlar, iman esaslari, ibadetler ve ahlaktir.Dinin hukuk kismi da vardir. Haklar ve hadleri ahlak icinde dü$ünmek mümkündür. O zaman bu hadis dini özetle anlatilmi$ olur.

Dinin temeli imandir. Iman, Yüce Allah"i ve O"unun gayb ait habr verdigi $eyleri kalp ile tastik etmektir.

Ibadet, Allah Resü"lünün (s.a.v) ögrettigi $ekilde yüce Allah"a kulluk yapmaktir.

Güzel ahlakin tarifi coktur. Bu tarif $öyledir: Güzel ahlak, Cenab-i Hakk"i layik oldugu $ekilde yüceltmek ve yarattiklarina $efkatle muamale etmektir.

Güzel ahlak, üzerimizdeki haklari güzelce korumaktan ibarettir. Güzel ahlakin temeli, hayadir.

Haya, yüce Mevla"dan utanmak ve O`nun razi olmadigi, sevmedigi her cirkin $eyden uzak kalmaktir.

Kulun bütün ibadetlerinde ihläsli olmasi farzdir.

Ihläs, dini sadece yüce Allah rizasi icin ya$amaktir.




 

Allah Teälä buyurur ki:

"Allah katinda gecerli tek din Islam"dir"

"Kim Islam"dan ba$ka bir yol alirsa o(bulacagi din, yol )
kendisinden asla kabul edilmiyecektir ve o kimse ahirette ziyan edenlerden olacaktir."


SEMERKAND Dergisinden Yazilmi$tir...!







~~~KAPTANSIZ GEMI OLURMU...~~~~






Imam-i Azam Ebü Hanife`ye(rah) bir gurup inkärci insan geldi.
Bunlar ALLAH Teälä"nin varligini ve yaraticisi oldugunu inkar ediyorlardi.
Bu meselei Imam-i Azam`la tarti$mak ve müslümanlari $üpheye dü$ürmek istiyorlardi.
Adamlarin niyet ve dertlerini sezen Imam-i Azam (rah), söze $öyle ba$ladi.

"Bu konuya girmeden önce size bir $ey soracagim: $u Dicle nehirinde bir gemi var.
Ba$inda bir kaptan, icinde bir yardimci elaman yokken, kendi ba$ina hareket ediyor, sahile yana$iyor, icinde yiyecek, icecek ve ba$ka bir cok malzeme dolduruyor; sonra kendi ba$ina yol aliyor, gidecegi yere gidiyor, bu yükleri orada bo$altip geri dönüyor.
Siz buna be dersiniz ?" diye sordu.
Adamlar hep bir agizdan,

"Bu olacak i$ deyil, böyle bir $ey kesinlikle meydana gelemez .
Kendi ba$ina bir geminin bunlari yaptigi nerede görülmü$?" dediler.
O zaman Imam gereken cevabi verdi:

"Bir geminin tek ba$ina bu i$leri yapmasi imkansiz olunca, üstüyle altiyla $u koca käinatin kendi ba$ina kurulmasi, hareket etmesi, icinde bunca varliklarin ya$amasi nasil mümkün olur?"

Adamlar sustular, bu älemin ve kendilerinin sahipsiz olamayacagini anladilar, Imamin önünde müslüman oldular.


KISSADAN DERSLER




Bu älemde tesadüfle meydana gelmi$ hic bir $ey yoktur.

Her $ey bir ilim ve hesap üzerine yaratilmi$tir.
Käinati yoktan var eden, her varligi kudret elinde tutan, onlari diledigi gibi sevk ve idare eden bir yaratici vardir.


Bu älemi kendi ba$ina olu$mu$tur demek, Òturdugum ev, bir tesadüf sonucu kuruldu, kendiliginden temelleri atildi, duvarlari örüldü, odalari bölündü, kapi ve pencereleri takildi, catisi catildi, böylece bir anda bina ortaya cikti" demek gibi tuhaf ve ahmakcadir.


Her resmi cizen, her yaziyi bir yazan, her eseri bir yapan vardir.
Aynen bunun gibi, yeryüzünü ayaklarimizin altina dö$eyen, üzerini binlerce nimetle bezeyen, her insana ayri bir sima, her cicege ayri bir renk ve desen veren, her canliya rizkini sevk eden, gögü üstümüze bir tavan gibi yükselten, semayi güne$ ve yildizlarla süsleyen bir sahip vardir.
I$te bu sahip ve e$siz sanatkar Rahman ve Rahim olan yüce ALLAH"tir.

Bu älemin yaratilmasinda hicbir melegin, insanin, cinin ve ba$ka bir varligin iradesi, tercih, yardim, dahil ve etkisi olmami$tir.
Puta tapanlar da nefsine tapanlar da belki älemin asil sahibini tanimadiklari icin farkli ilahlar edinmi$lerdir.fakat "Bu älemi ben yarattim, göklerin kurulmasinda veya güne$ sisteminin düzeninde benim de emegim var" diyen käfir cikmami$tir. Normal akil sahibi hicbir käfir bunu iddia edemez. Onun söylemesi icin deli veya Deccal olmasi gerekir.



ALLAH Teälä buyurur ki:



"$üphesiz yerlerin göklerin yaratilmasinda, gece ve gündüzün birbiri pe$inden gelmesinde, insanlara fayda veren $eylerle yüklü gemilerin denizde yüzüp gitmesinde, ALLAH"in gökten indirdigi su ile ölü topragin dirilmesinde(ondan binlerce bitki, meyve, cicek, ve yiyecek yeti$mesinde), yeryüzünün her yanina yaydigi ce$it ce$it canli varliklarda, rüzgari sevk etmesinde, gök ile yer arasinda emre hazir bulutlari yürütmesinde dü$ünen bir toplum icin (ALLAH"in varligini ve birligini ispatlayan) bir cok deliller vardir."



$u äyet-i kerimeyi de burada dü$ünelim:


"Göklerde ve yerde bulunan her $ey ALLAH"i tesbih etmek tedir. O her $eye gücü yeten ve her i$i en güzel $ekilde bir hikmetle yapandir.

Göklerin ve yerin mülkü O`nundur.O diriltir ve öldürür. O`her $eye gücü yetendir."


SEMERKAND Dergisinden Yazilmi$tir...!

DEMEK BIN BIR TANE $ÜPHESI VARMI$




Me$hur älimlerden birisi bir beleeye ugrami$ti. Yaninda bir cok telebe ve halk oldugu halede bir ihtiyar ninenin yanindan gectiler. Ihtiyar nine kalabaligi görünce, oradaki birisine,

"Bu kimdir, bu kalabalik nedir?" diye sordu. Älimin talebelerinden birisi bunu duydu ve ya$li nineye,

"Onu taniyormusun? O, ALLAH Teälä`nin varligi hakkinda bin bir tane delil ortaya koymu$ bir älimdir" diye cevap verdi. Nine gülerek,

"Eger onun ALLAH"in varligi hakkinda bin bir tane $üphesi olmasaydi, bin bir tane delile ihtiyaci olmazdi. Ben Yüce ALLAH"a delilsiz iman ediyorum" dedi. Bu söz älime ula$ti, cok ho$una gitti, ellerini acip,

"ALLAHim! Senden $u ihtiyar kadinin imani gibi bir iman vekalp safiyeti istiyorum" diye dua etti. Sonra etrafindakilere,

"Benim gibi dininizi ara$tirin, ama bu nine gibi de saf bir gönülle iman edin" tavsiyesinde bulundu.




KISSADAN DERSLER





Yüce ALLAH"a en büyük delil ve $ahit kendisidir. O diledigi kullarina kendisini tanitir; onun kalbinda $ahiti, delili ve sevgilisi olur; onun bilmedigini ögretir, görmedigini tanitir. Buna ledün ilmi denir; kula ALLAH tarafindan verilir.

Velilerden Zünnun-i Misri`ye, "Rabbini ne ile tanidin ?" diye sorduklarinda, "Ben Rabbimi Rabbim ile tanidim;eger Rabbimin yardimi olmasaydi O nu taniyamazdim!" deni$tir.

Ancak yüce Rabbimiz her akil sahibinden Kur"an ayetlerini okuyup anlamayi ve käinät kitabi üzerinde dü$ünüp ibret almayi emretmi$tir. Älem, ALLAH"a alämettir; her $ey O nun varligini ve birligini ispat etmektedir.

Bu hakikat $airin misralarinda $öyle ifade edilmi$tir:


Her $eyde O`nun varligina bir äyet vardir;
Bütün älem O`nun birligini haykirmaktadir.
Hakim Senäi de (k.s) bu manada $öyle der:
"Her ne ki var yerde ve gökte,
Vahdehü lä $erike leh demekte.


Arifler der ki: Basiret gözünü ac! Älemdeki her $ey `La ilahe illallah`der, Älemin bu zikrini i$itmeye cali$, sen de ona katil. Hic deyilse $u äyetin haberine kulak ver
:


"Yedi gök, yer ve bunlarin arasinda bulunanlar O`nu tesbih eder, O`nu hamd iletesbih etmeyen yoktur.
Fakat siz onlarin tesbihlerini anlamazsiniz. O cok bagi$layandir cok $efkat sahibidir."



SEMERKAND DERGISINDEN YAZILMI$TIR....!


**~YA VARSA~**










Hz. Ali"ye (r.a), birisi geldi. Adam, öldükten sonra tekrar dirilmeyi, ahiretteki hesabi, cenneti ve cehennemi inkäe ediyordu. Hz. Ali"ye,

"Ya Ali, siz müslümanlar ölüme ve ölüm ötesine inaniyorsunuz; biz ise inanmiyoruz. Siz cehennemden kurtulmak, cennete girmek icin bir sürü ibadet ediyor, mal harciyor, zahmete giriyorsunuz. Bu zahmete deger mi? Hem ölümden sonra tekrar dirilmenin olacagi ne malum?" diye sordu.

Hz. Ali (r.a) adami sükünetle dinledi, sonra ona $u cevabi verdi:

"Evet, ölümden sonra dirilmek, hesaba cekilmek, cennete veya cehenneme girmek, ve senin dedigin gibi yoktur; ya da bizim dedigimiz gibi vardir.

Önce senin dediginin dogru oldugunu dü$ünelim.
Ölümden sonra ahiret hayati yoksa seninle biz ayni durumdayiz. Sana da yok bize de yok. Bu arada bizim yüce ALLAH icin kildigimiz namazlarin, yaptigimiz ibadetlerin, hayir ve iyiliklerin, güzel ahlakin, verdigimiz zekät ve sadakalarin bize bir zarari olmaz. Ama ya ahiret varsa; bizim dedigimiz dogru cikarsa, senin hälin nice olur?" diye sordu.
Adam, biraz durdu, dü$ündü ve sonra,

"Vallahi, her iki durumda da siz kazanclisiniz, ahiret, cennet ve cehennem varsa vay bizim hälimize! Yolunu ögret, ben de müslüman olacagim" dedi ve müslüman oldu, kulluk yoluna adim atti, emniyet dairesine girdi.



KISSADAN DERSLER




Rabbim ALLAH"tir deyip güzel i$ler pe$inde ko$an kimseden daha akilli ve hakli kim vardir? Mide icin ya$amak maharet deyildir. O i$te hayvanlar insanlardan daha öndedir. Insanin $erefi ve asil i$i mide degil, marifettir. Marifet, icinde ya$adigi mülkün sahibin tanimak ve O`nun mülkünde edep üzere ya$amaktir.

Rabbini unutup nefsine tapan, mide ve menfaati icin ya$ayan kimsenin $erefi, midesinden cikan kadardir.

Mümin, ALLAH ile emniyet bulmu$ kimsedir. ALLAH tarafindan mümine azaptan emniyet garantisi verilmi$tir.

Mümin, dünya ve ahirette kötü hallerden ve azaptan korunmu$tur cünki imani ona her güzel $eyleri emreder, ondan temiz i$ler ister, kendisini cirkinliklerden uzak tutar.

Iman nurdur. Nur hayat sebebidir. Nur, atildigi kalbi diriltir, temizler, süsler, tatlandirir ve huzura ula$tirir.

Isläm, selamet demektir. Kim iman dairesine girip Isläm"in hüküm ve edeplerine SIMSIKI sarilirsa, bütün bozuk i$lerden korunur, rahmet ahlaki üzere olur, ölünce ebedi saadeti bulur. Bu yüce ALLAH"in verdigi bir garantidir.

Allah Teälä buyurur ki:



"Hic ALLAH"a iman edenle, haktan uzakla$an FASIK kimse bir olur mu? Bunlar elbette bir olamaz.

Iman edip güzel i$ler yapanlara gelince, onlar icinyaptiklari güzel i$lere kar$ilik olarak me`vä cennetleri vardir; orada yerle$ip kalacaklardir.

Küfüe ve isyanla hak yolundan cikanlara gelince, onlarin varacaklari yer ate$tir. Oradan her cikmak istediklerinde ate$e geri cevrilirler ve kendilerine, `Yalanlayip inkarettiginiz cehennem ate$ini tadin`denir."




SEMERKAND DERGISINDEN YAZILMI$TIR....!



VARSA GÖSTER





Bir grup filozof Mevlana Celaleddin Rumi`ye (k.s) gelerek bir kac sual sormak istediklerini bildirdiler.
Niyetleri, bir $eyler ögrenmek deyil, müslümanlari dinleri hakkinda $üphe ve fitneye dü$ürmekti. Hz. Mevlana, adamlarin halini hic begenmedi, onlari üstadi $ems-i Tebrizi`ye (k.s) gönderdi. Bunun üzerine gurup onun yanina gittiler.

$ems-i Tebrizi mescitte, talebelere ders veriyordu. Konu teyemmüm abdestiydi; onlara bir kerpicle teyemmüm abdestinin nasil alinacagini gösteriyordu. Gelen grup üc sual sormak istediklerini belirttiler. $ems-i Tebrizi,

"Sorun" dedi Adamlar iclerinden birini sözcü sectiler.
Adam ilk olarak $unu sordu:

§Siz müslümanlar ALLAH var dersiniz, ama ALLAH"i göremezsiniz; varsa gösterin, görelim ki inanalim" dedi.

$ems-i Tebrizi (k.s),

"Öbür sorunuda sor!" dedi. Filozof,

"Sizler $eytanin ate$ten yaratildigini söylüyor, sonrada onun ahirette cehenneme atilip ate$le azap edilecegine inaniyorsunuz. Hic ate$ ate$e azap eder, aci verir mi ?" diye sordu. $ems-i Tebrizi (k.s),


"Peki, diyer sorunuda sor!" dedi. Filozof,

"Sizler `Herkes dünyada yaptiklarinin cezasini ahirette cekecek, orada mahkeme kurulacak, hesap sorulacak`diyorsunuz. Birakin insanlari, nasil isterlerse öyle ya$asinlar, ne istiyorlarsa yapsinlar. Ayrica bir mahkemeye ne gerek var?" dedi.


Adam sorularini tamamlami$ti. $imdi bunlarin cevabini istiyordu. Kendine göre cevap verilmiyecek sorular sormu$tu. Herkes $ems-i Tebrizi Haziretlerine bakiyordu.
O ise gayet sakindi. Yerinden kalkti, filozofun yanina geldi ve elindeki kerpici adamin ba$ina vurdu. Filozof, " Vah ba$im!" diyerek ba$ina sarildi. $ems-i Tebrizi Haziretleri cok $iddetli vurmami$ olsa da adamin cani yanmi$ ve ba$i biraz $i$mi$ti. Adam bir saga bir sola bakti, bu kadar insana bir kac ki$i ile yapacagi bir $ey yoktu. Hemen di$ari cikti ba$ini tutarak o bölgedeki mahkemeye gitti. $ems-i Tebrizi"yi häkime $ikayet etti.

Häkim, "Bu nasil olur" diyerek $ems-i Tebrizi"yi mahkemeye cagirtti. Durumu sordu. $ems-i Tebrizi,

"Ben ona kötülük etmedim, sadece sordugu sorulara cevap verdim" dedi. Häkim,

"Bu nasil cevap vermektir, adam aci icinde kivraniyor senden $ikayetcidir, i$in asli nedir?" diye sordu.

$ems-i Tebrizi $öyle anlatti:

"Efendim bu adam bana, "ALLAH varsa göster, göreyim ki inanayim`dedi. Ben de buna, "Olan her $ey ba$ gözü ile gözükmez, i$te misäli?`dedim; ba$ina bir darbe vururp acittim. $imdi bu felsefeci, ba$indaki aciyi göstersin de görelim. Eger ba$inda bir aci yoksa nicin beni $ikayete geldi?
Varsa göstersin!" dedi. Filozof, $a$irarak,

"Ba$imda aci var ama gösteremem" dedi. $ems-i Tebrizi de, Ì$te bu aci gibi, ALLAH Teälä da vardir, fakat kafa gözü ile görülmez, o ancak akilla bilinir, kalple taninir, ruhla sevilir, ahirette nurla görülür" dedi.



$ems-i Tebrizi ikinci soruya verdigi cevabi $öyle acikladi:

"Bu adam, sizler "$eytan ate$le yaratildi, ahirette ate$e atilacak ve ate$le azap görecek`diyorsunuz; ate$ ate$e ne zarar verir ki ?` dedi. Bende topraktan yaratilan bu insana topraktan yapilmi$ bir kerpicle vurdum. Ona, `Bak toprak topraga nasil aci veriyor, biraz daha hizli vursaydim öldürürdü, demek ki ate$ ate$e azap eder demek isdim`dedi.

$ems-i Tebrizi (k.s) ücüncü sorunun cevabini $öyle acikladi:

"Bu adam bana, `Birakin insanlar dünyada herkes istedigini yapsin, nicin ahirette mahkeme, hesap ve ceza var?" dedi. Ben de onun ba$ina vurmak istedim ve vurdum.
O nicin hemen mahkemeye ko$tu? Ben ona $unu demek istedim:

"Bu dünyada herkes istedigini yaparsa älemi zulüm kaplar. Kendisine zulüm yapilan cok insan var ki zayiftir, zälimden hakkini alamaz. Herkes mahkeme bulamaz. I$te ALLAH ahirette mahkeme kurup herkese yaptiginin hesabini soracak, zälimden mazlumun hakkini alcak,gereken cezayi verecek ve adalet yerini bulacak" dedim.


Felsefeci bu güzel cevaplar kar$isinda hayret etti, mahcup oldu, söz söyleyemez hale dü$tü.
Hakime dönüp,

"Ben sordugum sorularin cevaplarini $imdi anladim" dedi."

KISSADAN DERSLER




Görülmeyen $eyler yoktur demek, tam bir cehalettir.
Var olan her $eyi görmeye cali$mak da tam bir gaflettir.
Cünkü böyle bir görevimiz olmadigi gibi, kabiliyetimiz de mevcut deyildir.

Mesela, normal bir insanda akil vardir, fakat görülmez.
Görülmüyor diye akli inkar etmek, ilime ve hakikate terstir. Bunu hicbir akil da kabul etmez.

Ya$ayan her insanda ruh vardir. Ruh, insanin hayat sebebidir, gözlerden sakli latif bir cisimdir; ölümle bedenden ayrilir. O ba$ gözüyle görülmez.

Sevgi, merhamet, ilim gibi manevi $eyler de ba$ gözüyle görülmez. Bütün bunlar ancak nurlanmi$ bir kalp gözüyle görünür; oda herkeste yoktur. Biz bu tür $eylerin varligini alamet ve sonuclarindan anlariz.

Sonra, "Mevcut olan her $ey ba$ gözü ile görülür` demekte yanli$tir. Ba$ gözünün bir görü$ alani ve siniri vardir; ötesi önünde oldugu halde göremez. Görmesi icin ya insan ya da o $ey yakina gitmeli, görü$ alani icine girmelidir. Yani göz, maddeyi de her $artta göremez.


Bazi 4eylerin bizden gözlenmesi, ba$ gözümüzle onlari göremeyi$imiz aslinda bir rahmettir. Eger etrafimizda bulunan bütün mikroplari, cinleri, $eytanlari, melekleri, kar$imizdaki insanin icinde yerle$mi$ kötü huylarin, kabirdeki azaplari veya az sonra ba$imiza gelecek $eyleri görecek veya bilecek olsaydik hayatimiz kararir, düzenimiz bozulur, tadimiz kacardi.


Yüce ALLAH dünyada ba$ gözü ile görülmez, ancak kalp gözüyle görülebilir. Bu saadet de O`na layik temiz kalplere nasip olur.
Ahirette ise bütün müminler cennete yüce ALLAH"i görme nimetiyle $ereflenecektir.


Küfürle kararmi$ kalp, iman nuru ile temizlenmeden dünyada da ahirette de yüce ALLAH"i göremez.



SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir...!

ALLAH NASIL GÖRÜLÜR




Hz Ali (r.a) bir gün minbere cikarak cemaata,
"Ar$-i a`lä`nin a$agisindan yeryüzüne kadar ne varsa her $eyi bana sorabilirsiniz.
Benim $u gögüsümde (kalbimde) derya gibi ilimler var.
Resülullah (s.a.v) benim agzima $erefli tükürügünden tükürdü, o tükürük hala agzimda duruyor (onun bereketi ile dilimden hikmetler akmaktadir).
Canim kudret elinde bulunan ALLAH"a yemin ederim ki, eger bana izin verilseydi Tevrat ve Incil"deki bütün ilimleri insanlara anlatirdim ve herkes bana tasdik ederdi."


Hz. Ali"nin (r.a) bu konu$masini yaptigi mecliste yemenli bir adam vardi. Bu adam kendi kendine;

"Bu cok büyük laflar ediyor, $unu bir rezil edeyim de görsün gününü" dedi. Hz. Ali"ye (r.a) yönelerek,

"Sana bir sorum var!" dedi. Hz. Ali,

"Beni zora dü$ürmek ve imtihan etmek icin deyil, bir $eyler ögrenmek icin sor" dedi. Adam,

"Beni buna sen zorladin, ey Ali! Sen hic Rabbini gördün mü?" diye sordu. Hz. Ali,

"Ben görmedigim bir rabbe ibadet etmem!" dedi.

Adam,

"O`nu nasil gördün?" diye sordu. Hz. Ali,

"O`nu ba$ gözü görmez; fakat kalpler O`nu imanin hakikatiyle (ALLAH"in verdigi bir nurla) görür. Takdir, benzeri yoktur. O, zaman ve mekänla sinirlanmaz. Duygu organlariyla hissedilemez ve hicbir ölcüyle de ölcülemez!"

Hz. Ali"nin (r.a) bu cevabi üzerine Yemenli adam bayilip yere yigildi. Ayilip kendine geldiginde,

"Vallahi bundan sonra imtihan ve utandirmak icin kimseye soru sormayacagim" dedi.



Hz Ali (r.a) bir gün minbere cikarak cemaata, "Ar$-i a`lä`nin a$agisindan yeryüzüne kadar ne varsa her $eyi bana sorabilirsiniz.Benim $u gögüsümde (kalbimde) derya gibi ilimler var.Resülullah (s.a.v) benim agzima $erefli tükürügünden tükürdü, o tükürük hala agzimda duruyor (onun bereketi ile dilimden hikmetler akmaktadir).Canim kudret elinde bulunan ALLAH"a yemin ederim ki, eger bana izin verilseydi Tevrat ve Incil"deki bütün ilimleri insanlara anlatirdim ve herkes bana tasdik ederdi."Hz. Ali"nin (r.a) bu konu$masini yaptigi mecliste yemenli bir adam vardi. Bu adam kendi kendine;"Bu cok büyük laflar ediyor, $unu bir rezil edeyim de görsün gününü" dedi. Hz. Ali"ye (r.a) yönelerek,"Sana bir sorum var!" dedi. Hz. Ali,"Beni zora dü$ürmek ve imtihan etmek icin deyil, bir $eyler ögrenmek icin sor" dedi. Adam,"Beni buna sen zorladin, ey Ali! Sen hic Rabbini gördün mü?" diye sordu. Hz. Ali,"Ben görmedigim bir rabbe ibadet etmem!" dedi.Adam,"O`nu nasil gördün?" diye sordu. Hz. Ali,"O`nu ba$ gözü görmez; fakat kalpler O`nu imanin hakikatiyle (ALLAH"in verdigi bir nurla) görür. Takdir, benzeri yoktur. O, zaman ve mekänla sinirlanmaz. Duygu organlariyla hissedilemez ve hicbir ölcüyle de ölcülemez!"Hz. Ali"nin (r.a) bu cevabi üzerine Yemenli adam bayilip yere yigildi. Ayilip kendine geldiginde,"Vallahi bundan sonra imtihan ve utandirmak icin kimseye soru sormayacagim" dedi.
 
KISSADAN DERSLER


Insan icin iki türlü göz vardir; biri ba$, dogeri kalp gözüdür. Ba$ gözü bildigimiz $artlarda görev yapar. Bu gözde mümin käfir aynidir. Bu göz hayvanlarda da vardir.
Hatta bazi hayvanlarin ba$ gözü insanlardan daha uzaklari görür. Gece gören hayvanlar bile vardir. Insan her $eyi ba$ gözüyle göremez, görmasi de gerekmez.
Kalp gözü, gayb älemini, gizli sirlari, perde gerisini, sakli $eyleri görmek icindir. Herkeste kalp vardir fakat hakikati gören kalp gözü yoktur. Käfirlerin kalp gözü kördür.
Günahlara dalan müminin kalbide perdelidir.

Her müminin kalbi ayni derecede nur ve feyiz sahibi degildir. Herkesin manevi görü$ü ve kabiliyeti farklidir.

Yüce ALLAH kalp gözüyle görülebilir; bu mümkün ve caizdir. ALLAH dostlari yüce ALLAH"i dünyada kalpleriyle gördüklerini söylemi$lerdir. Bu görme yüce ALLAH"i ihata etme $eklinde deyildir. Bunun icin bir mekän ve yön de dü$ünülmez. Bütün müminler yüce ALLAH"i ahirette cennette göreceklerdir. Hepsi yüce ALLA"in rahmeti ile olacaktir.

ALLAH Teälä buyurur ki:

"Yüzler vardir o gün (ahirette) i$il i$il parlayacaktir. Rablerine bakacaklardir (O`nu cennette göreceklerdir)."

Hz. Resülullah (s.a.v) buyurur ki:



"Ölüp cennete girmeyince Rabbinizi göremezsiniz."

"Cennetlikler cennete girince, ALLAH onlardan perdeyi kaldirir, ALLA"a bakarlar (O`nun cemalini mü$ahede ederler).
Onlara ALLAH"a nazar etmekten daha sevimli gelen vegönüllerine ho$ eden bir nimet verilmemi$tir."




SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir...!

 
PEKI, ALLAH NEREDE ?



Sicak bir gündü. Ashaptan Hz. Ömer"in oglu Abdullah (r.a)bir kac arkada$i Medine di$inda idiler.
Bir yerde oturup sofra kurdular. O sirada yanlarina bir coban ugradi. Onlara selam verdi. Hz. Abdullah, cobana,

"Gel, sofraya otur sen de ye" diye yanina cagirdi. Coban,

"Ben orucluyum" dedi. Abdullah (r.a,

"Böyle bir sicak günde, dag ba$inda, sürü pe$inde oruc mu tutuyorsun?" diye sordu. Coban da,

"$u dünyada bir kac günlük ömrümü degerlendirmeye cali$iyorum" dedi. Abdullah (r.a) cobanin takva ve vera halini tanimak istedi; ona,

"Bu koyunlardan birisini bana satarmisin?" diye sordu.

Coban,

"Onlar benim deyildir" dedi. Abdullah (r.a) ,

"Sahibine, `birini kurt yedi`, dersin! dedi. Coban,

"Sahibime öyle söyledim, peki ALLAH nerede....!" dedi ve dönüp gitti. Giderken bir yandan parmagi ile gögü gösteriyor bir yandan da, "Ya ALLAH nerede!" diye söyleniyordu.

Abdullah b. Ömer (r.a), cobanin halini ve bu sözünü cok begendi. Öyle ki yol boyunca, cobanin, "Peki ALLAH nerede...!" sözünü tekrarlayip duruyordu. Medine"ye dönünce, sürünün sahibini haber gönderdi, cobanla birlikte sürüyü satin aldi. Cobani azat etti, sürüyü de kendisine bagi$ladi.





KISSADAN DERSLER


Kulu kötü i$lerden koruyan en güzel sebeü, kalbindeki iman ve marifettir. Marifetin sonu edptir. Kul alemlerin rabbi, Rahman ve Rahim olan yüce ALLAH"i taniyinca,
O`nun her yerde hazir ve näzir oldugunu bilir. Bunu ruhuyla seyreder, kalbiyle hisseder. Artik ALLAH"in mülkünde edepler ya$ar, razi oldugu i$leri yapar, sevmedigi i$lerden kacar.


ALLAH Teälä buyurur ki:

"Ey insanlar, sizi yaratan Rabbinizden korkun (O`na isyan olan i$lerden cekinin).
$üphesiz ALLAH devamli sizin halinizi gözetleyicidir."





SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir...!



~ONSUZ YER BULAMADIM..~




Bir $ehrin pek cok talebesi vardir. Iclerinden birini digerlerinden ayri tutuyor, ona daha fazla ilgi gösterip özel muamele ediyordu. Bu durum kendisine söylendiginde, "Size bunun sebebini aciklayacagim!" dedi. Bir gün hepsinin eline birer tane tavuk vererek,

"Bunu hic kimsenin görmedigi bir yerde kesip bana getirin!" dedi. Ayni $ekilde o talebeye de bir tavuk verdi. Hepsi verilen tavugu kesmek icin gittiler. Biraz sonra her biri verilen tavugu kesmi$ olarak geri döndü. O talebe ise canli tavukla geldi. $eyhi ona,

"Sen nicin kesmedin?" diye sorunca, talebe utandi, boynunu bükerek edeple.

"Efendim siz bana bu tavugu hic kimsenin görmedigi bir yerde kesmemi emrettiniz. Ben O`nun bulunmadigi bir yer bulamadim! (ALLA"i her yerde hazir ve näzir gördüm)" dedi. O zaman $eyh, etrafindakilere,

"I$te ben, ondaki bu güzel hal icin kendisine özel muamele ediyorum!" dedi.



~KISSADAN DERSLER~

Yüce ALLAH"i taniyan, seven, mü$hade eden kalptir.
Kalp zikir, fikir, ibadet ve takva nuru ile nurlaninca kulun gönül gözü acilir. Kul her yerde yüce ALLAH"in rahmetinin ve kudretinin eserlerini görür, sanatini seyreder, üzerlerindeki ilahi mührü tanir. O zaman yüce Mevla`sini sever ve O`na teslim olur.


Kalpte iman arttikca, kulda hayä ve edep de artar.


Günahlar kalbi karartir, ruhu perdeler. Insanlarin cogu kalbini dü$ünmez, ruhu i$letmez, manevi kabiliyetlerini geli$tirmez; kalibi ile yaptigi ibadetleri yeterli bulur, taklit icinde kalir. Bu da tat vermez.



ALLAH Teälä buyurur ki:



"O ALLAH, yere gireni ve oradan cikani, gökten ineni ve oraya yükseleni bilir. Nerede olsaniz, o sizinle beraberdir. ALLAH bütün yaptiklarinizi görür."



SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir...!


ÖMER GÖRMÜYORSA ALLAH GÖRÜYOR YA!



Hz. Ömer (r.a), halife iken bir gece Medine`yi tefti$e cikmi$ti. Yaninda Eslem de (r.a) vardi. Biraz yorulunca bir evin duvarina yaslanip dinlenmeye ba$ladi. Bu sirada evin icinden bir kadinla kizinin $u konu$masini i$ittiler. Kadin kizina,

"Kizim kalk $u süte biraz su kat" diye seslendi. Kizii,

"Anne! Hz. Ömer`in süte su katmayi yasakladigini bilmiyor musun ?" dedi. Annesi,

"Kizim sen kalk $u süte birez su kat da cogalsin. Hem bu saatte Ömer bizi nerden görecek ve ne bilecek?" dedi. Kiz,

"Anne! Ben halkin icinde Ömer`e (r.a) itaat edecegimi söyleyip kendi ba$ima kalinca ona isyan edemem. Hem yaptigimi Ömer görmüyorsa Allah görüyor ya" dedi.

Hz. Ömer (r.a) bütün konu$malari dinliyordu. Yanindaki Eslem`e,

"$u eve bir i$aret koy, gündüz gelip bir ara$tir bakalim, bu kadinla kiz kimdir; kocalari var midir ?" dedi. Eslem ertesi gün ara$tirinca kizin bekär oldugunu ögrendi. Hz. Ömer (r.a) kadinin evine gidip kizini oglu Äsim`ma istedi. Kadin ve kizi razi oldu. Evlendiler. Bu kizdan bir kiz cocugu oldu . Ondan da be$inci rä$id halife Ömer b. Abdülaziz (rah) dogdu.



 
KISSADAN DERSLER


Insani kötü i$lerden alikoyan en güzel bekci, kalbindeki iman ve ALLAH sevgisidir. Herkes Cenab-i Hakk`i tanidigi ölcüde muhabbet sahibi olur, muhabbeti derecesinde de edebi korur.

Marifet ve muhabbet ya$a ve cinse bagli deyildir. Anne babada olmayan iman ve güzel ahlak cocuklarinda bulunabilir. Herkesi kendi ameli ile degerlendirmek gerekir.

Insan arkada$ ve e$ secerken, önce iman ve edep aramalidir. Asil güzellik, elbise ile degil, edepledir. Temiz topraktan güzel meyve yeti$ir. Helal rizik yiyen anne babanin cocuklari hayirli olur.

I$in ba$i kalbin nurla aydinlanip Rahman ve Rahim olan ALLAH`in rahmeti icinde ya$adigini fark etmesidir. Müminle käfirinfarki bu marifettir.

Yüce ALLAH buyurur ki:

"Resülüm sen ne zaman bir i$te ulunsan, ne zaman Kur"än`dan bir $ey okusan ve ( ey insanlar ) sizler ne zaman bir i$ yapsaniz, sizler o i$e daldiginiz zaman biz mutlaka yaptiklariniza $ahidiz ( her i$inizi ve halinizi görmekteyiz )."

Hz. Resülullah ( s.a.v.) buyurur ki:

"Insan, ALLAH´i görüyor gibi O`na kulluk yapmandir. Her ne kadar sen O`nu göremesen de O seni görmektedir."


SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir...!
~~EBEDI YOLCULUKTA EN GÜZEL AZIK ~~



Tabiin`den Abdurrahman b. $ümäse ( rah) anlatiyor;
"Ashaptan Amr bin As (r.a) ölüm dö$eginde idi. Kendisini ziyarete gittik. Bir ara yüzünü duvara döndü ve uzun uzun agladi. Oglu Abdullah da orada idi. Babasina.


"Babacigim, Resülullah ( s.a.v ) sana $u $u müjdeleri vermedi mi?" diye hakkinda söylenen güzel haberleri ve övgüleri hatirlatti. O zaman Amr bin As bize dönerek $unlari söyledi.

"Ahiret icin hazirladigimiz en degerli azik `La ilahe illalläh Muhammedü"r- Resülullah" $ehädetdir. Ben hayatimda üc devir gecdim.


Birinci devirde müslüman deyildim. O zamanda Resülullah"a (s.a.v ) en fazla kin besleyen bendim. Öyle ki, tek arzu ettigim $ey bir, bir firsatini bulup onu öldürmekti. Eger o halde iken ölseydim, mutlaka cehenneme girerdim. Yüce Allah gönlüme Isläm sevgisini koyunca, Hz. Resülullah"a ( s.a.v ) geldim. Kendisine,


"Elini uzat sana beyàt edip Islamà girecegim" dedim. O bana elini uzatinca, ben elimi geri cektim. Resüullah ( s.a.v ),

"Ey Amr, ne oldu?" diye sordu. Ben,

"Müslüman olacagim fakat bir $artim var" dedim. Resülullah ( s.a.v ),

"Ne $art ko$acaksin?" buyurdu. Ben,

"Gecmi$imin bagi$lanmasini" dedim. Resülullah (s.a.v ),

"$unu bil ki, müslüman olman, daha önce yaptigin bütün günahlari temizler. Allah icin yapilan hicretle hac da insanin gecmi$ bütün günahlarini temizler" buyurdu. Ben bunlari duyunca gönül ho$lugu ile müslüman oldum.


Müslüman olduktan sonra, benim icin Hz. Resülullah"tan ( s.a.v ) daha sevimli kimse yoktu. O gözümde ve gönlümde öyle büyüdü ki, ona duydugum saygidan dolayi kendisine doya doya bakamazdim. Biri bana onun mübarek yüz hatlarini anlatmami istese, kendisine dikkatlice ve doya doya bakamadigim icin bunu yapamam. Eger, Hz. Resülullah"in (s.a.v) hayat-i saadetlerinde bu hal icinde ölecek olsaydim, cennetlik olmayi umabilirdim.


Biz Hz. Resülullah"tan (s.a.v) sonraya kaldik. Bir takim kari$ik i$lere girdik, cok fitneler gördük. Bu halde hälimin nasil olacagini bilemiyorum.


Ben öldügüm zaman, kimse arkamdan agit yakmasin, eski adetlerinde oldugu gibi ate$ de yakmasin. Beni mezara koydugunuz zaman, topragimi yava$ yava$ atin. Acele etmeyin. Sonra hemen kabrimi terk edip gitmeyin. Bir müddet kabrimin etrafinda oturun. Oturun ki sizden kuvet alayim, bana $enlik olun, yeni yerime ali$ayim ve Rabbimin sual meleklerine nasil cevap verecegimi dü$üneyim."



***KISSADAN DERSLER***


Islam gecmi$i temizler. Käfir iman edince, inkar ve $irk dahil gecmi$ bütün kusurlari affedilir. Samimi bir tövbe de müminin gecmi$ günahlarini temizler; öyle ki kalbinden duydugu pi$manlikla ibadete yönelmesi sebebiyle tövbe ettigi günahlarin yerine sevap yazilir.


Kabir ba$inda okunan Kur`än ve yapilan dua mümin olan ölüye fayda verir. Ölü, kabir ba$inda olani tanir, sesini i$itir, onunla huzur bulur.


Herkesin sonu önemlidir. $u anda hak dine dü$man olan bir kimse, yarin tövbe edip din icin canini verecek hale gelebilir. Allah korusun aksi de olabilir.


"Insanlar degi$ik siniflarda yaratilmi$tir:

Bazisi mümin olarak dogar, mümin olarak ya$arve mümin olarak ölür.


Bazisi, käfir
(bir anne babadan)
dogar, käfir olarak ya$ar ve käfir olarak ölür."


Bazisi mümin olarak dogar, mümin olarak ya$ar ve
(son döneminde dinden cikip)
käfir olarak ölür."


Bazisi, käfir
(bir anne babadan) dogar, käfir olarak ya$ar ve (ölmeden önce Islam`a girip)
Mümin olarak ölür."



SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir...!

 

**~~**ALLAH KULUNDAN NE ZAMAN RAZI OLUR ?**~~**


Üstad Ebü Ali Dekkak (k.s ) anlatir:

Bir telebe hocasina,

"Kul Allah Teälä`nin kendisinden razi oldugunu bilebilir mi ?" diye sordu. Hocasi,

"Bilemez, bunu nasil bilsin ki, Allah"in rizasi gayba ait bir $eydir!" dedi. Talebei.

"Hayir, bilebilir!" dedi. Hocasi,

"Nasil?" diye sordu, talebe,

"Ben kalbimin Allah"tan razi oldugunu görürsem, bilirim ki O da benden razidir!" diye cevap verdi. Bunu i$iten hocasi,

"Ey genc güzel ve dogru söyledin!" dedi."

Hz. Musa ( a.s ) "Ilahi! Bana öyle bir amel göster ki, onu yapinca sen benden razi olasin!" diye dua etti.Allahu Teälä, "Sen buna güc yetiremezsin!" buyurdu. O zaman Hz. Musa ( a.s ), secdeye kapanip yalvardi. Allah Teäla kendisine vahyetti:

"Ey Imran`in oglu! $üphesiz benim rizam, senin benim takdirime razi olmandadir."


 
*~~~***KISSADAN DERSLER***~~~*


Kul, yüce Allah"tan razi olursa, Rabbi de ondan razi olur.. Kulun aynasi ve $ahidi kalbidir. Herkes kalbine bakmali. Kul kalbinde Rabbine ne kadar hürmet ediyor ve O`nu yüceltiyorsa, kendiside o derece degerli ve sevimlidir.


Allah Teälä buyurur ki:

"Allah onlardan razi oldu, onlar da Allah"tan razi oldu."


Resülullah (s.a.v) buyurur ki;

"Kim sabah ak$am `Ben rab olarak Allah"a din olarak Islam"a ve peygamber olarak Muhammed"e (s.a.v) razi oldum` derse, yüce Allah kiyamet günü nuhakkak ondan razi olur (ve onu riza yurdu cennetine kor)."
*****ENDEN UTANDIM YA RÄB*****


Resülullah Efendimiz (s.a.v.) anlatiyor:


"Önceki ümmetler icinde bir adam vardi. Tevhid inancindan ba$ka (Allah"in varligina ve birligine iman haric), i$e yarar hic bir hayirli emeli yoktu. Bir gün ailesini toplayip,

"Öldügüm zaman beni yikayin. Kemiklerimi havanda döverek toz edin. Sonra rüzgärli bir günde bu tozun yarisini karaya, yarisini denize atin." diye vasiyet etti. Adam ölünce vasiyat yerine getirildi. Aziz ve celil olan Allah rüzgara, `D agittigin tozlari topla" buyurdu. Rüzgar tozlari topladi, ilahi huzura getirdi. Hak Teälä adama,

"Neden böyle yaptin?" diye sordu. Adam,

"Senden hayä ettigim (huzuruna günahkär bir kul olarak geldigim) icin yä Räb" diye cevap verdi. O zaman Allah Teälä,

"Ben de seni magfiret ettim." buyurdu."

*****KISSADAN DERSLER*****



Azicik iman ve hayä kula fayda verir. Insan, birazcik dü$ünse, vücüdu ba$ta olma üzere hic bir mülkün kendisine ait olmadigi anlar. Anlarsa, onu veren Rabbine kar$i $ükürsüzlügünden utanir. Utanmak ve kusurunu itiraf etmek bir iman alametidir. Aslinda hic kimse yüce Allah"in nimetlerine hakki ile $ükredemez. $ükürden aciz oldugunu bilmek de bir irfandir. Allah katinda zerre kadar hayir zayi olmaz. Kar$ilik bulur. Bu bir kere utanma olsa bile.

Allah Teälä buyurur ki:


"$üphe yok ki Allah kullarina zerre kadar haksizlik etmez. Eger yaptigi i$ hayir ise onu kat kat artirir ve tarafindan büyük bir mükafat verir."

Resülullah (s.a.v) buyurur ki:


"Kim, Allah"tan ba$ka ilah olmadiginave Muhammed"in Allah"in Resülü olduguna $ahädet ederse, Allah ona cehennem`i haram kilar."
~~~~~COBANDAKI FERASET VE MARIFET~~~~~


Abdullah bin Mübarek (rah) bir gün Medine di$inda seyhat ediyordu. Yolda koyun otlatan genc bir coban gördü. Gence acidi. Bu zavalli genc, cocuklukta conablik yaparsa büyüyünce Allah Teälä"nin ibädet ve märifetini nasil ögrenir, diye dü$ündü ve kendi kendine, `Gideyim, ona Allah Teälä"yi tanimasi icin bazi $eyler söyleyeyim, bir kac mesele ögreteyim" deyip genc cobanin yanina geldi. Ona selam verip tani$tiktan sonra,

"Evladim, Allah Teälä"yi bilir misin ? diye sordu. Coban,

"Kul sähibini nasil bilmez ?" dedi. Abdullah bin Mübarek,

"Allah Teälä"yi ne ile nasil tanidin, kim ögretti ? diye sordu. Coban,

"Bu koyunlarimla tanidim" dedi. Abdullah bin Mubarek,

"Bu koyunlarla O`nu ne $ekilde tanidin ki ? diye sordu. Coban,

"Dü$ünsene, bu bir kac koyun sahipsiz vecobansiz olmaz, olan da bir i$e yaramaz. Bunlara su ve ot verecek, kurttan ve diyer tehlikelerden koruyacak birisi läzimdir.
Bundan anladim ki käinat, insanlar, cinler, hayvanlar, diger canlilar ve $u üzerimde ucan kanatli ku$lar bir koruyucuya muhtactir. Hem bunlar kendi kendine olmaz. $u älemde ki binlerce ce$it varliklari yaratan, koruyan, kollayan, hepsine gücü yeten biri vardir. Bu Allah Teälä"dan ba$kasi deyildir. I$te bu koyunlarla Allah Teälä"nin varligini böylece bildim" dedi. Abdullah bin Mübarek,

"Allah Teälä"yi nasil bilirsin?" diye sordu. Coban,

"O`nu hicbir $eye benzetmeden bilirim" dedi.

"O`nun hicbir $eye benzemedigini nasil bildin?" diye sordu. Coban,

"Yinebu koyunlari dü$ünerek böyle oldugunu bildim" dedi. Abdullah bin Mübarek,

"Nasil dü$ündün ?" diye sordu. Coban,

"$öyle dü$ündüm: Ben bu koyunlarin cobaniyim, onlari sevk ve idare ediyorum. Bakiyorum, ne onlar bana benziyor, ne de ben onlara. Bundan anladim ki, bir cobankoyunlarina benzemezse, bütün varliklarin sahibi olan Allah Teälä da kullarina benzemez" dedi. Abdullah bin Mübarek,

"Güzel, dogru söyledin. Ilimden bir $ey ögrendin mi ? diye sordu. Coban,

"ben bu sahralarda, nasil ilim tahsil edebilirim ki" dedi. Abdullah bin Mübarek,

"Peki, bu ferasetle ba$ka ne ögrenmi$sin ?" diye sordu. Coban,

"Yüce Allah"in yardimi ile üc ce$it ilim ögrendim. Bunlar gönül ilmi ve beden ilmidir" dedi. Abdullah bin Mübarek,

"Bunlar nelerdir ?" diye sorunca, genc coban $öyle acikladi.

"Gönül ilmi $udur: Allah bana kalp verdi. Orayi kendisine muhabbet ve marifet yeri yapti. Isdedi ki bu kalp ile O`nu bileyim, taniyayim ve seveyim. Ayrica O`nun sevdiklerini de seveyim, sevmediklerine kalbimde yer vermeyeyim, onlardan uzak kalayim.

Dil ilmi $udur: Allah bana dil verdi. Bu dilimle kendisini zikretmemi, adini anmami venimetlerini anlatmami isdedi.
Dilime kötü sözü yasakladi.

Beden ilmi $udur: Yüce Allah bana beden verdi. Onunla kendisine hizmet ve ibadet yapmami isdedi. Hayirda ko$mayi, kötü i$lerden uzakla$mayi emretti."

Genc cobandan bunlari dinleyen Abdullah bin Mübarek, i$ittiklerine hayret etti. Cok memnun oldu. Cobani tebrik etti ve ona,

"Ey genc, senin bu söylediklerin öncekilerin ve sonrakilerin bilmesi gereken ilimdir. Ilmin aslini ve herkese lazim olani sen söyledin. $imdi o temiz gönlünle bana bir nasihat et" dedi. Genc coban $unlari söyledi.

"Efendi, yüzünüzden älim bir zat oldugunuz belli oluyor. Eger ilmi Allah rizasi icin ögrendi iseniz artik insanlardan bir $ey isdemeyin, onlardan bir menfaat beklemeyin.
Eger din ilmini dünya kazanmak icin ögrenmi$seniz ahirette bir faydasini göremezsiniz, cennete giremezsiniz. Ayrica vebali de sana kalir" dedi.

Abdullah bin Mübarek (rah), genc cobana dua ederek ve yüce Allah"a $ükrederek oradan ayrildi.


~~~~~KISSADAN DERSLER~~~~~

Hz. Ali (r.a ) der ki:


"kücük cocukken ölüp cennetin en yüksek yerlerine ula$mak beni fazla sevindirmez. Beni sevindiren yüce Rabbimi taniyarak ölmemdir. Bunun icin yüce Allah"tan beni uzunca ya$atip kendisini tanitmasini isterim."

Velilerden Malik b. Dinar (rah), bir gün,

"Äh, äh! Insanlarin cogu $u dünyada bir ömür ya$adi, yedi icti, gezdi, gördü fakat asil i$ten bir tat alamadan, kokusunu koklamadan ölüp gitti" dedi. kendisine,

"Nedir o hic tadini alamadiklari $ey ?" diye sorulunca,

"Marifetullah (Yüce Allah"i tanimak )" dedi.

Aklini ve kalbini kullanan kimseler icin bütün käinat bir okuldur; älem her zerre ve kürresiyle sahibi yüce Allah"i tanir. Marifet ilminin meyvesi takvadir. Kalpte Allah sevgisini artirmayan her ilim ve bilim, vebaldir.


Allah Teälä buyurur ki:


"Allah diledigine hikmet verir. Kime hikmet verilmi$se ona pek cok hayir verilmi$tir. ( Kur`àn ve käinat ayetlerini) ancak gercek akil sahipleri dü$ünüp ibret alirlar."


Resülullah ( s.a.v ) buyurur ki:


"Haramlardan sakin ki insanlarin en güzel ibadet edeni olasin. Allah"in taksimine razi ol ki insanlarin en zengini olasin. Kom$una güzel davranip iyilik yap ki gercek mümin olasin. Kendin icin sevdigin ve istedigin $eyleri diger insanlar icin de iste ki hakiki müslüman olasin. Bir de cok gülme, hic $üphesiz cok gülmek kalbi öldürür."

***** O SENI GÖRÜYORSA *****


Sehl b. Abdullah Tüsteri ( k.s ) anlatir:


"Allah kendisine rahmet etsin, bir gün dayim Muhammed b. Sivar bana,

"Seni yaratan Allah"i zikretmez misin?" dedi. Ben de,

"O`nu nasil zikredeyim?" diye sordum. Dayim $öyle dedi.

"Yatagina girdigin zaman dilini oynatmadan kalbinle "Allah benimle beraberdir, Allah bana bakmaktadir, Allah benim her hälimi görmektedir`diye dü$ün ve bunu icinden üc defa söyle."


Ben bunu üc defa söyledim; sonra gelip kendisine haber verdim. Bana,


"Her gece on bir defa söyle" dedi. Bende söyledim. Kalbimde bu $ekil zikirden bir tat olmu$tu. Bir sene gectikten sonra dayim bana,

"Bu $ekilde kabre girene kadar devam et; sana fayda verecek olan budur" dedi.


Ben de bu $ekilde zikretmeye ve dü$ünmeye senelerce devam ettim; kalbimde yaptigim bu zikrin tadini buldum.
Sonra, bir gün dayim bana $u tavsiyede bulundu:


"Ey Sehl! Allah birisiyle beraber olunca, ona bakinca ve onun her halini görünce, o kimse Allah"a isyan eder mi?
Sen de günah i$lemekten sakin!"



*****KISSADAN DERSLER *****


Zikir, icene fayda veren ilaca benzer. Zikri kim yaparsa fayda görür. Zikirle birlikte kalbe Allah sevgisi de yerle$ir. Bu sevgi ile kul Rabbini tanir. O`nun her yerde kendisiyle birlikte oldugunu bilir, iman nuru ile bunu mü$ahede eder ve artik O`na kar$i kusur i$lemekten utanir. Takva, Mevlä"ya kar$i hayäli olmaktir.



Allah Teälä buyurur ki:



"Allah"tan korkan muttaki kullar, bir kötülük yaptiklarinda ya da kendisine zulmettiklerinde hemen Allah"i hatirlarlar ve günahlarina tövbe istigfar ederler. Hem günahlari Allah"tan ba$ka kim bagi$lar ki. Bir de onlar i$ledikleri kusurda bile bile israr etmezler."

Resülullah ( s.a.v ) buyurur ki:


"Imanin en faziletlisi Allah"in her yerde seninle oldugunu bilmendir (ve O`na isyan etmekten hayä etmendir )."
*****BIR KERE ALLAH DE CANIMI AL*****


Hz. Resülullah ( s.a.v ) anlatiyor:



"Sizden önceki ümmetler icinde bir padi$ah, bir de onun sihirbazi vardi. Bu sihirbaz ya$laninca, padi$aha,


"Ben ya$landim, bana genc birini göndersen de ona hihirbazligi ögretsen" dedi.

Padi$ah da ona bir genc gönderdi. Gencin yolu üzerinde o zamnaki hak dine inanmi$ ibadetle me$gul bir älim bulunmakdaydi. Genc ona ugradi, yanina oturdu ve konu$malarini dinledi, begendi. Sihirbaza her gittiginde bu älime ugrar ve yaninda bir süre kalirdi. Sihirbaz ona "nicin gec kaldin?" diye kizar ve döverdi. Delikanli bu durumu älime $ikayet etti. O da,


"Sihirbazdab korkdugunda, èvdekiler alakoydular`de; ailenden cekindiginde de `sihirbaz alakoydu`dersin" dedi.


Genc, durumu böylece idare edip giderken, bir gün yolda insanlarin gelip gecmesine engel olan büyük ve yirtici bir hayvana rasladi ve kendi kendine, "Sihirbazin mi yoksa älimin mi daha üstün oldugunu i$te $imdi ögrenecegim" diyerek bir ta$ aldi ve


"Ey Allahim, älimin yaptiklarini sihirbazin yaptiklarindan daha cok seviyorsan, $u hayvani öldür ki insanlar yollarina devam etsinler" dedi ve ta$i hayvana dogru firlatip onu öldürdü. Halk da gecip gitti. Daha sonra delikanli älime gelip olayi anlatti. Älim ona,


"Delikanli! $imdi artik sen benden daha üstünsün. Zira sen, bu gördügüm mertebeye eri$mi$sin. Öyle saniyorum ki, sen yakinda bir beläya ugratilacaksin. Böyle bir $ey olursa, sakin benim buundugum yeri kimseye söyleme" dedi.


Delikanli, körleri, alaca hastaligina tutulmu$ olanlari kurtarir ve diger hastaliklari tedävi ederdi. Padi$ahin o siralarda kör olmu$ bir yakini duydu, degerli hediyelerle birlikte delikanliya giderek,


"Eger beni tedävi edersen, bütün bunlar senin olacak" dedi.


Delikanli,

"Ben kendiligimden kimseye $ifa veremem. $ifayi ancak Allah Teälä verir. Eger sen yüce Allah"a inanirsan,ben ona dua ederim, o da ( dilerse ) sana $ifa cerir" dedi.


Adam iman etti. Allah Teälä da ona $ifa verdi. Adam eskiden oldugu gibi padi$ahin yanina gelip meclisteki yerini aldi. Onu bu halde gören padi$ah,

"Senin gözünü kim iyi etti?" diye sordu. O da,

"Rabbim" dedi. bu defa padi$ah,

"Senin benden ba$ka rabbin mi var?" diye gürledi.

Adam,

"Benim de senin de rabbin Allah Teälä"dir" dedi.

Bunun üzerine sinirlenen padi$ah adami tutuklatti ve gencin yerini gösterinceye kadar ona i$kence ettirdi. Sonucta adam gencin yerini söyledi . Delikanli getirildi. Padi$ah ona,

"Delikanli demek senin sihirbazligin körleri ve alaca tenli iyi edecek dereceye ula$mi$. Duydum ki sen epeyce i$ler yapiyor mu$sun, öyle mi? diye sordu.


Delikanli.


"Hayir, ben kimseye $ifa veremem. Asil $ifa veren Allah Teälä"dir" dedi.


Padi$ah delikanliyi tutuklatti ve älimin yerini gösterinceye kadar ona i$kence ettirdi. Neticede älim getirildi ve kendisine, "dininden dön!" denildi. Älim bu teklife yana$madi. Bunun üzerine padi$ah bir testere getirtip ba$inin tam ortasindan älimi ikiye bictirdi. Adamin parcalarinin her biri bir yana dü$tü.

Sonra padi$ahin adami getirildi, ona da, "dininden dö" denildi. O da kabul etmedi. Padi$ah onu da testere ile ikiye bictirdi, adamin parcalarinin her biri bir tarafa dü$tü.

Daha sonra delikanli getirildi ve "Dininden dön; yoksa öleceksin" diye tehdit etti, fakat delikanli kabul etmedi,direndi. Padi$ah delikanliyi adamlarindan bir guruba teslim etti ve onlara $u tälimati verdi.


"Bunu $u dagin tepesine cikarin, dininden dönmeyi teklif edin, dönerse ne älä, dönmezse, dagdan a$agi yuvarlayin gitsin."


"Adamlar delikanliyi götürdüler, dagin tepesine cikardilar. Delikanli,


"Allahim beni bunlarin elinden nasil istersenöylece kurtar" diye dua etti. Bunun üzerine dag sallandi. Adamlar dagdan a$agiya yuvarlandilar. Gence bir $ey olmadi.
Gencyürüyerek padi$ahin yanina geldi. Padi$ah,

"Yanindakiler nerde, onlara ne oldu?" diye sordu. Delinkanli,

"Allah beni onlarin elinden kurtardi" dedi. Bunun üzerine padi$ah onu adamlarindan ba$ka bir gurubun eline teslim ederek,

"Bunu bir gemiye bindirin, denizin ortasina götürün. Dininden dönmesini söyleyin,dönerse ne äla, dönmezse denize attin gitsin" dedi.

Adamlar delikanliyi alip götürdüler. Delikanli,

"Allahim beni bunlarin elinden nasil istersen öylece kurtar" diye dua etti. O anda denizin sulari kabardi, dalgalar gemiyi alt üst etti. Admalar denize dü$tüler. Delikanliya bir $ey olmadi. O yürüyerek yine padi$ahin yanina geldi.

Padi$ah,

"Yanindakiler nerede, onlara ne oldu?" diye sordu. Delikanli,

"Allah beni onlarin elinden kurtardi" dedi. Padi$ah genci öldürmekden aciz kalmi$ ve ne yapacagini $a$irmi$ti.
Delikanli padi$aha,

"Söylediklerimi yapmadikca beni öldüremezsin" dedi.

Padi$ah,

"Nedir onlar?" diye sordu. Delikanli,

"Halki geni$ bir meydanda topla. Beni bir hurma kütügüne bagla. Ok torbamdan bir ok al, yaya yerle$tir. Sonra, "Delikanlinin rabbinin adiyla`diyerek oku at. Böyle yaparsan beni öldürebilirsin" dedi.

Padi$ah halki geni$ bir meydana topladi. Delikanliyihurma kütügüne bagladi . Sonra delikanlinin ok torbasindan bir ok aldi, yayina yerle$tirdi. "Delikanlinin rabbi olanAllah"in adiyal" deyip oku firlatti. Ok, delikanlinin $akagina isabet etti. Delikanli elini $akagina koydu ve oracikda öldü.

Bunun üzerine halk,

"Biz, delikanlinin rabbine iman ettik" dediler. Padi$ahin adamlari durumu padi$aha ileterek,

"Gördün mü cekindigin $ey ba$ina geldi; halk Allah"a iman etti" dediler.

Bunun üzerine padi$ah, sokak ba$larina büyük hendekler kazilmasini emretti. Hendekler at$le doldurulmu$tu. Padi$ah,


"Bu yeni dinden dönmeyen herkesi, zorla ate$e atin yahut onlari ate$e girmeye zorlayin" dedi.

Emri yerine getirdiler. En sonunda kucaginda cocugu ile bir kadin getirildi, kadin bir ara ate$e girmemek ister gibi yapti, geri durdu. Cocuk,

"Annecigim, SIK di$ini, sabret, cünkü sen hak din üzeresin!" diyerek ona cesaret verdi."

Kadin hak dinden dönmeyip sabretti, ate$e atilmaya razi oldu; böylece $ejit olup yüce Rabbine kavu$tu.



Bu olay ayet-i kerimede $öyle anlatilir


"O hendekleri ate$le doldurup iman edenlere azap edenler, müminlerden sadece göklerinve yerin mülkü kendisine ait olan, her türlü hamde layik bulunan yüce Allah"a iman etikleri icin intikam aldilar, Allah her $eyi görmektedir.


Inanmi$ erkek ve kadinlara azap edip tövbe etmeyenlere cehennem azabi vardir. Onlar icin orada özel olarak yanma azabida mevcuttur.

Iman edip salih emeller i$leyenlere ise, altindan irmaklar akan cennetler vardir. I$te büyük kurtulu$ budur."




KISSADAN DERSLER


Imanin sonu cennet, küfürün sonu ate$tir. Cennet ebedi saadet yurdudur. Cennet ucuz olmadigi gibi, cehennemde lüzumsuz deyildir. Imani koruma ve ya$ama ugrune ne yapilsa azdir. Hak din bize gelene kadar cok emekler verilmi$, yüksek bedeller ödenmi$tir. Bu yolda niceleri malini ve canini vermi$tir. $imdi sira bizdedir. Nevsimize ve neslimize hakki duyurmak icin elden geleni her hizmeti yapmaliyiz. Varlik sebebimiz budur.

Yüce Allah"a can verenin cani kurtulur.


$ehid, ruhunu teslim ederken cenneti seyreder, cemale $ehit olur. O anda öyle bir tat alir ki, önüne cennetler serilip "Ba$ka bir istegin varmi?" diye soruldugunda, $ehidin tek istegi, tekrar dünyaya dönüp bir kez daha canina yüce Mevlä"si icin kurban etmektir.


Her mümin, bir kez yüce Allah"in adini söyletmek icin canini feda eden bu gencten ibret ve cesaret almalidir. Her mümin samimi olarak Allah yolunda can vermeye, $ehit olmaya niyet etmeli, en $erefli ölümün bu oldugunu bilmelidir. Hädis-i $erifte bu niyette olan kimseye yataginda ölüm gelse bile, kendisine $ehit sevabi verilecegini müjdelenmi$tir."



SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir...!




KÜFÜR ATE$ININ YAKAMADIGI GÜL
Hz. ÄSIYE ( RAH )




Bir gün Firavun`un hazinedarinin karisi oturmu$ Firavun`un kizininnsacini tariyordu. Bir ara elinden tarak dü$tü. Kadin taragi alirken,

"Bismillah, Allah"i inkar eden helak olmu$tur" dedi. Firavun`un kizi ona,

"Senin babamdan ba$ka bir Rabbin var mi?" deyince kadin,

"Evet benim, babanin ve her $eyin Rabbi olan Allah var" dedi. Firavun`un kizi, bu söze kizdi, hizmetci kadinin yüzüne tokat atip onu dövdü. Sonra gidip babasina haber verdi. Firavun hizmetci kadina haber gönderip yanina cagirtti. Ona,

"Benden ba$ka bir rebbe mi ibädet edersin?" diye sordu. Kadin da,

"Evet, ben, benim, senin ve her $eyin rabbi olan yüce Allah"a ibädet ediyorum" dedi. Bunun üzerine Firavun ona i$kence icin kaziklar caktirdi ve elinden ayagindan baglatarak üzerine yillanlar atti. O, bu durumda iken yanina gelip kendisine;

"Ne dininden döndün mü?" dedi. Kadin,

"Allah benim, senin ve her $eyin rabbidir" dedi. Firavun ona,

"Eger dedigimi yapmazsan oglunu önünde keserim" dedi. Kadin,

"Yapacagini yap" dedi. Firavunun adamlari kadinin oglunu gözü önünde kestiler. Allah oglunun ruhunu konu$turdu, ruhu kadina müjde vererek;

"Annecigim korkma, dininden dönme, sabret, müjdeler olsun sana, cünkü Allah katinda senin icin $öyle ve $öyle mükafatlar var" dedi. Bunun üzerine kadin sabretti.


Sonra Firavun ba$ka bir gün gelip, dininden dönüp dönmedigini sordu. Kadinda ayni $ekilde, her $eyin sahibi yüce Allah"a iman ettigini söyledi. Firavun öbür cocugunuda kestirdi. Onun ruhuda ayni $ekilde annesine müjde vererek,


"Annecigim sabret, Allah katinda senin icin $öyle $öyle mükafatlar var" dedi. Firavun`un karisi büyük ve kücük cocugun ruhunun söylediklerini duyunca imän etti. Ancak Allah Teälä Firavun`un hazindarinin karisinin ruhunu aldi. Firavun`un karisina, gözünden perdeyi kaldirip bu kadinin cennetteki güzel yerini ve makamini gösterdi. Bunu gören Äsiye hanimin Allah"a imäni, güveni vetasdiki artti. Firavun, karisinin imanindan haberdär olunca, adamlarini toplayip, "Äsiye`nin durumunu biliyor musunuz?" diye sordu.
Adamlar ara$tirinca onun Allah"a iman ettigini, Firavunu rab olarak kabul etmedigini tespit ettiler, Firavun`a gelip,


"O senden ba$kasina ibadet ediyor" dediler. Pe$onden de,

"Onu öldür" diye fitne verdiler. Firavun onun icinde bir kazik dikti, elinden ve ayaklarindan kaziga bagladi. Hz Äsiye, ayette anlatildigi gibi yüce Rabbine $öyle dua etti:





"Rabbim; bana katinda, cennette bir ev yap. Beni Firavun`dan ve onun yaptiklarindan koru. Ve ben $u zälim topluluktan da kurtar."





Allah Teälä Hz Äsiye"nin duasini kabul etti. Firavun Hz. Äsiye"yi öldürmek üzere iken, Allah ona cennetteki yerini ve evini gösterdi. Hz. Äsiye onlari görünce sevindi ve güldü. Firavun, etrafindakilere,

"Bu delirmi$, biz kendisine i$kence ediyoruz o ise gülüyor" dedi. Allah Teälä onlarin azabindan önce Hz. Äsiye"nin ruhunu aldi. Onlar ruhsuz cesete azap ettiler. Hz. Äsiyenin ruhu yüce Rabbine kavu$tu, O`nun katinda cennet nimetleri ile keyif sürmeye ba$ladi. Allah ondan razi olsun.


Resülullah ( s.a.v ) buyurur ki:





"Cennet kadinlarinin en faziletlileri $u dört kadindir: Hüveylid"in kizi Hatice, Muhammed"in kizi Fatima, Imran"in kizi Meryam ve Firavun `un karisi Müzähim kizi Äsiye."



SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir...!



!........IMAN $EHIDININ GÖKTEKI HO$ KOKUSU........!






Resülullah Efendimiz ( s.a.v ) miracta gökleri seyir esnasinda güzel ve ho$ bir kokuyla kar$ila$ti.
Cebrail"e bu güzel ve ho$ kokunun nerden geldigini sordu. Cebrail ( a.s )

"Firavunùn kizinin hizmetcisi ile cocuklarinin kokusudur" dedi. Resülullah ( s.a.v ),


"Onun durumu nedir?" diye sorunca, Cebrail ( a.s ) Bu kadinin ve cocuklarinin $ehitlik hikayesini $öyle anlatti:


"Bu kadin bir gün Firavunùn kizinin ba$ini tariyordu.
Elinden tarak dü$tü. Kadin, "Bismillah: Allah"in ismiyle" diyerek taragi yerden aldi. Kiz,

"Allah"in ismiyle derken babami mi kastettin?" diye sordu. Kadin,

"Hayir, benim ve babanin rabbi Allah!in ismini andim" dedi. Kiz,

"Bunu babama haber verecegim" dedi. Kadin,

"Ver!" dedi. Kiz gidip babasina durumu haber verdi. Firavun hizmetci kadini cagirtti. Ona,

"Senin benden ba$ka bir rabbin mi var?" diye sordu. Kadin,

"Evet, benim ve senin rabbin Allah"tir" dedi. Firavun, kadinin Hz. Musä`ya tabi oldugunu ve Allah"a iman ettigini anladi. Dininden dönmesini istedi. Kadin,


"Dönmem" dedi. Firavun,

"Senin, kocani ve cocuklarini öldürürüm" dedi. Kadin ve kocasi,


"Öldür, bizim icin bir iyilik olur" dediler. Firavun adamlarina bir ate$ yaktirdi, üzerine bakir bir kazan koydurup kizdirdi. Onlari icine atmalarini emretti. Kadi Firavun`a,


"Senden bir istegim var" dedi. Firavun,

"Nedir?" diye sordu. Kadin,


"Benim ve cocuklarimin kemiklerini bir beze koyup ayni yere gömün" dedi. Firavun kabul etti, yaparim dedi. Sonra kadinin cocuklari getirilip gözü önünde kizdirilmi$ kazana atildi. Sonra kucakta süt emen kücük cocuga sira geldi.
Cocuk annesinin kucaginda idi. Annesi ona acidi, ate$e girmekten cekinir gibi oldu. Cocuk dile geldi, annesine,

"Anne, cekinme, sen hak üzeresin, dünya azabi ahiret azabindan cok hafiftir, korkma ate$e gir" diye seslendi. Annesi ate$in icinde daldi, Böylece hepsi $ehit oldu.

Ibnu Abbas (r.a. ) demi$tir ki: Kücükken dört cocuk konu$mu$tur. Biri Meryem oglu Isa`dir (a.s ), digeri rahip Cüreyc`in olayindaki cocuk, digeri Hz. Yusuf"a $ahitlik eden cocuk, biri de Firavun`un kizinin hizmetini gören kadinin cocugudur.






!.....KISSADAN DERSLER.....!





Allah icin can verenler, yeni bir can bulurlar, canana kavu$urlar. Allah müminlerin dostudur. O`na kavu$manin tek yolu ölümdür. Hak yolda olan ve ölen kimseye ebedi cennet ve cemal müjdesi verilmi$tir. Bu, yüce Allah"in Kur`än`da ilan ettigi bir sözle$mesidir.Kul imaninda sadik olur ve hak yolda sabit kalirsa, yüce Allah müjdeledigi her $eyi ona gösterir, verir ve ya$atir. Allah yolunda can verenlere `ölü`denmez; sadece `Ne mutlu ona, cennet gülü oldu, melekler o ho$ kokulu ruhu Rabbine sundu`denir.


Allah Teälä buyurur ki:


"Allah yolunda öldürülenlere `ölüler`demeyin. Onlar diridir, fakat siz onlarin durumunu anlamazsiniz."



SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir...!

 
 

 

*****~~~ ALLAH UYUR MU ? ~~~*****




Velilerden Abdülvahid bin Zeyd ( k.s ) anlatiyor:





Bir gurup insanla yolculuk yapiyorduk. $iddetli bir rüzgära kapildik. Rüzgärin etkisiyle farkli bir yol takip etmek zorunda kaldik. Sonunda bir yarimadaya vardik. Yarimadada önündeki puta tapan bir adama rasladik. Ona,


"Ey adam, sen neye tapiyorsun?" diye sorduk. O da önündeki puta i$aret etti. Kendisine,

"Senin ilahin bu elle yapilmi$ e$ya midir?" Bizim icimizde bunu yapacak cok kimse var. Bundan ilah olmaz, ona ibadet edilmez" dedik. Adam bize,


"Sizler kime ibadet ediyorsunuz?" diye sordu. Biz de,

"Semada ar$i ( saltanati ) olan, yerdeki her $eyi elinde tutan, dirilerde ve ölülerde hükmü gecen, bütün noksan hallerden ve kusurlardan uzak bulunan, hic bir varliga benzemeyen yüce Allah"a ibadet ediyoruz?" dedik. Adam,


"Size bunu kim ögretti?" diye sordu. Biz de,

"O yüce Allah bize $erefli bir kulunu ( Hz. Muhammed"i s.a.v ) peygamber olarak gönderdi, bize bunlari o ögretti" dedik. Adam,


"Allah o peygambere ne yaptti, o $imdi nerede?" diye sordu. Biz de,


"Peygamberimiz bize Allah"in davetini teblig ettikten sonraAllah ruhunu kabzetti, onu kendi yanina aldi" dedil. Adam,


"O peygamber size kendisinin peygamber olduguna alamet olacak bir $ey birakti mi?" diye sordu. Biz de,

"Evet yüce Allah"in kitabini birakti" dedik. Adam,


"O yüce sultanin kitabini bana gösterin; ulu meliklerin kitabinda güzel $eyler bulunmali" dedi. Biz de kendisine Kur"än-i Kerimì getirip gösterdik. Adam,

"Ben bunu okumasini bilmem" dedi. Biz kendisine bir süre okuduk. Adam süre bitene kadar agladi. Sonra,

"Bu kelamin sahibine isyan edilmemeli" dedi ve müslüman oldu. Hemde ho$ bir müslüman.


Kendisine Islamìn temel $artlarini ve Kur"än`dan bir süre ögrettik. Gece olunca yatsi namazini kildik ve uyumak icin uzandik. Adam bize,

"Ey cemaat, sizin bana tarif ettiginiz ilah uyurmu?" diye sordu, biz de,


"Hayir uyumaz; O cok yücedir, hayat sahibidir, bütün varliklari ayakta tutan O`dur; O`nu bir uyku ve uyuklama häli olmaz" dedik. Bunu i$iten adam,


"Sizler ne kötü kulsunuz #; yüce Mevla`niz uyumuyor, siz ise yatip uyuyorsunuz!" dedi. Biz adamin bu sözüne hayret ettik. Sözü cok ho$umuza gitti. Ayrilma vakdimiz gelince adam, `Benide yaninizda götürün`dedi. Biz de kendisini yanimiza aldik. Abadanà gelince, arkada$larima,

"Bu $ahiz yeni müslüman oldu, ihtiyaci vardir, kendisine biraz para toplayip verelim" dedim. Kabul ettiler. Bir miktar gümü$ toplayip kendisine verdik. Adam,

"Bu nedir?" diye sordu. Biz de,


"Bir miktar gümü$tür, ihtiyaclarin icin harcarsin" dedik. Adam, bunu garipseyerek,


"Lä ilähe illallah, bu nasil i$tir. Siz kendinizin gitmedigi yola beni sevk ediyorsunuz. Ben bir zamanlar adada ya$iyordum; Allah"i birakmi$ puta tapiyordum. O`nu tanimadigim halde beni ac birakip zayi etmedi, rizkimi verdi. $imdi kendisini tanidim ve O`na ibadet etmekteyim. Hic beni ac birakip zayi eder mi?" dedi ve verdigimiz parayi almadi.


Aradan üc gün gecince, adamin ölüm dö$eginde oldugunu söylediler. Hemen yanina gittim. Kendisine,


"Bir ihtiyacin var mi" diye sordum. Bana,


"Sizi adaya benim yanina gönderen yüce Allah bütün ihtiyaclarimi gönderdi" dedi. Yaninda otururken beni bir uyku hali kapladi. Orada gözüm daldi. Rüyamda bir ye$il bahce gördüm, Icinde bir kubbe vardi. Kubbenin icinde bir taht bulunuyordu. Tahtin üzerinde cok güzel bir huri oturuyordu. Huri bana, "Allah"in adiyla söylüyorum, onu bana acele gönderin , kendisini cok özledim" diyordu.



Gözümü actigimda adam dünyayi terk etmi$ti. Allah ona rahmet etsin. Hemen kendisini yikadik, kefenledik ve namazini kilip topraga verdik. O gece yine rüya gördüm. Rüyamda, bahceyi, bahce icindeki kubbeyi, tahti ve üzerindeki o huriyi gördüm. Yaninda da bu adam vardi. Adam $u ayeti okuyordu:





"O cennettekilerin yanina her kapidan melekler girerek onlara, "Sabretmenize kar$ilik selam size. Ahiret hayati ne güzel" derler.


Ben bu adamin imanina ve haline cok hayret ettim. Allah kendisinden razi olsun."




KISSADAN DERSLER






Hidayet nuru, yüce Allah"in elindedir; onu diledigi kimselerin kalbine kor. O nur hangi kalbe konursa, kalbin gözü acilir, hakki görür. Hidayet ani gelen insana hak söz fayda verir, kalbi hakka yum$ar, akli hemen ikna olur. Hidayet nasip olmayacak kimseye ölüler dirilip Allah"a cagirsa fayda vermez, aksine inkari artar.

Hic bir käfir veya kötü insana, rahmet kapisinin kapandigini dü$ünmemelidir. Herkesin sonu önemlidir. Ömrünün yetmi$ senesini inkar üzere ya$arken son günü veya haftasinda imana gelip cennete giren kullar vardir. Allah korusun, mümin iken, ömrünü inkarla kapatan insanlar da mevcuttur.


Sonumuzun ne olacagini ancak yüce Allah bilir. O`ndan sürekli hayirli bir hayat ve ölüm aninda iman selameti istemeliyiz.


Rizik, her canliyi yüce Allah"in bir hediyesidir. Dünyada rizik icin iman ve itaat $arti yoktur. Yüce Allah kendisini inkar eden kullarini da bir ömür boyu riziklandirir. Ancak ebedi cennet nimetleri icin iman ve salih amel $arttir.


Yüce Allah uyumaz, uyuklamaz. Insanlara ait bu tür $eyler O?nda bulunmaz. Yerleri, gökleri ve icinde bütün varliklariayakta tutan, riziklandiran, öldüren, dirilten, sevk ve idare eden O`dur.


Allah Teälä buyurur ki:






"Allah, kendisinden ba$ka hic bir ilah olmayan zattir. O, hayat sahibidir, bütün varliklarin hayati O`nun elindedir.
O`na asla bir uyku ve uyuklama hali gelmez. Göklerdeki ve yerdekilerin hepsi O`nundur."




SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir...!

 

 

 

ÖLÜRKEN DILI TUTULDU






Enes bin Malik ( r.a ) anlatiyor:


Peygamber efendimiz"in ( s.a.v ) zamaninda, Alkame adinda bir genc vardi. Hep taat üzere olup, ki$ ve yaz oruc tutar, geceleri sabaha kadar ibadet ederdi.


Alkame bir gün fenalik gecirdi, hastalandi, dili tutuldu.
Durumu Resülullah"a ( s.a.v ) haber verdiler. Resül-i Ekrem ( s.a.v ) Hz. Ali ile Ammar bin Yasir`i onun yanina gönderdi. Onlar, Alkame" ye Kelime-i $ehadeti söyletmek icin cali$tilarsa da dili dönmedi. Hz. Ali, Bilal-i Habe$"yi Resülullah"a gönderip, durumu bildirdi. Resülullah ( s.a.v ),


"Alame"nin anasi babasi var mi?" diye sordu. Orada bulunan Ashab-i Kiram,

"Ya$li bir annesi var" dediler. Resülullah ( s.a.v ),

"Annesini buraya getirin" buyurdu. Hemen annesini cagirdilar. Resül-i Ekrem ( s.a.v ) ona,

"Alkame" ye ne oldu , anlat! Seninle gecinmesi nasildi?" Annesi $öyle anlatti:

"Ya Resüöeööah! Alkame cok iyidir. ibadet ehlidir; hep ibadet ve taat üzeredir. Ama ben ondan razi deyilim. Cünkü o, haniminin rizasini benim rizamdan önde tutmaktadir."

Resülullah Efendimiz ( s.a.v );


"Dilinin tutulmasi bu yüzdendir. Ona hakkini helal et dili acilsin" buyurdu. Annesi;

"Ey Allah"in Resülü! O benim hakkimi cok cignedi; hakkimi helal etmem" dedi. Resülullah Efendimiz ( s.a.v );

"Ey Bilal! Ashabi cagir; etraftan odun toplasinlar, ate$ yaksinlar, Alkame"yi yakacagiz; cünki annesi ondan razi deyildir" buyurdu. Annesi;

"Ya Resülullah! Oglumu, gözümün önünde mi yakacaksiniz ? Kalbim buna nasil dayanir ?" deyince. Resül-i Ekrem ( s.a. )


"Cehennem ate$i, dünya ate$inden cok daha kizgin ve yakicidir. Sen ondan razi olmadikca, onun hicbir itaati makbul degildir" buyurdu. Annesi feryat ederek;

"Ya Resülellah! ben ondan razi oldum. Hakkimi helal ettim" dedi. ve eve gitti. Eve gittiginde Alkame`nin sesini duydu. Kelime-i $ahadet söylüyordu. Dili acilmi$ti. Ayni gün vefat etti. Resülullah Efendimiz ( s.a.v ); cenaze namazini kildirdi ve defin i$inde´bulundu. Sonra $öyle buyurdu:

"Ey Ashabim, ey Muhacir ve Ensar! Hanimini annesinden üstün tutana, Allah Teälä ve melekler länet ederler.

Onun farz ve nafile ibadetleri kabul edilmez."






KISSADAN DERSLER






Yüce Allah ait haktan sonra anne baba hakki gelir. Her mümin, sadece yaptigi ibadetlerle güzel kul olamaz; ayni zamanda güzel ahlak sahibi olmamiz da isteniyor.

Güzel ahlak, Cenab-i Hakk"in ve bütün halkin haklarini güzel korumaktan ibarettir. Bir mümin, bilerek hic bir insanin hatta hayvanin hakkini cigneyemez, bunu hafife alamaz. Özellikle koca, haniminin hatiri ve talepleri icin anne babasini ihmal etmemeli ve kesinlikle onlari haksiz yere incitip äh cektirmemelidir. Anne babanin talepleri haksiz ve haram olursa kendilerine itaat edilmez. Allah korusun, haksiz yere incilmi$ gönüllerin cektigi ählar ate$ olur, hem dünyayi hemde ahireti yakar.


Allah Teälä buyurur ki:


"Biz insana, "Bana $ükredin, anne-babaniza da $ükredin`diye vasiyet ve emrettik. Dönü$ banadir."


Resülullah ( s.a. ) buyurur ki:

"Allah Teälä"nin rizasi, anne ve babanin rizasindandir. Allah Teäla"nin gazabi, anne ve babanin gazabindandir."




SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir...!

 

 

 

*****_ BIN CANINI VERSEN RABBIME ISYAN ETMEM _*****




Sad bin Ebi Vakkas ( r.a ) anlatiyor:





"Müslüman olmadan evel anneme kar$i cok iyi davranirdim. Müslüman olup Hz. Peygamber"e ( s.a.v ) tabi olunca, annem buna razi olmadi. Bana,


"Ey Sad, sende gördügüm bu yeni dine girme i$i nedir?
Sen ya bu dunu terk edip eski dinine ( putperestlige ) dönersin ya da ben hicbir $ey yiyip icmem, ölene kadar ac dururum. Ben bu halde ölünce insanlar seni `ey annesinin katili`diye ayiplar`dedi. Ben kendisine,

"Annecigim, böyle yapma, ben hic bir $ey icin dinimi terk etmem!" dedim. Bir gün yemeden durdu; zorlanmaya ba$ladi. Bir gün daha ac bekledi. Bu defa $iddetli zorlandi. Onun bu halini görünce kendisine,

"Ey anne, $unu iyi bil; vallahi senin bin tane canin olsa, her bir canin da acliktan tek tek ciksa ben bu dinimi asla terk etmem; ister ye ister yeme!" dedim. Benim ciddi oldugumu görünce, derhal aclik boykotunu terk edip yemege ba$ladi.


Bir rivayette annesi, oglunu Kur"än`da gecen bir ayeti hatirlatarak kinami$ ve,


"Senin inancina göre Allah anne babaya iyi davranmayi emrediyor. Ben de senin annenim; sana bu dedigimi yapmani emrediyorum!" demi$tir.






*****KISSADAN DERSLER*****








Iman ve ibadet yüce Yaraticinin hakkidir. Buna kimsenin mani olma hakki yoktur. Farz bir i$i yaparken anne babadan izin almaya gerek yoktur. Anne babanin cocuk üzerindeki hakki, kendilerinden deyil, Canab-i Hakk"tan geliyor. Onlari varlik sebebimizyapan ve kendilerine iyi davranmayi emreden yüce Allah"tir.


Anne baba haram i$lerin yapilmasini isterse kendilerine itaat edilmez. Din i$inde itaat edilmeyen anne babaya kötü söz söylenmez, hakaret edilmez. Onlarla dünya i$lerinde iyi gecinmelidir. Güc nispetinde hizmetlerini görmeli, ihtiyaclarina yardimci olmalidir.




Allah Teälä buyurur ki:




"Biz insana $unu da tavsiye ettik: Eger anne baban seni, hakkinda bir bilgin olmayan bir $eyi bize ortak ko$maya
( hak yolun di$inda bir $eye )
zorlarsa onlara itaat etme.
Onlarla dünya i$lerinde iyi gecin. Bana yönlenenlerin yoluna uy. Dönü$ünüz ancak banadir."




Resülullah ( s.a. v ) buyurur ki:


"Yüce Yaraticiya isyani emreden hic kimseye itaat edilmez."




SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir...!

 

 

 

 

***SENI BÖYLE TANIMAMI$TIM***









Yahya b. Eksem ( rah ) vefatindan sonra rüyada görüldü. Kendisine. `yüce Allah sana nasil muamele etti ?" diye soruldu.. $unlari anlatti:


"Allah beni huzuruna aldi bana, "Ey kötü ahlakli ihtiyar! Sen $unu, $unu yapttin" dedi. Bunun üzerine beni öyle müthi$ bir korku sardi ki, $iddetini ancak Allah bilir. Ben,


"Ya Rabbi, bana senin hakkinda böyle bahsedilmedi dedim. Allah Teälä,

"Benim hakkimda nasil bahsedildi?" diye sordu. Ben,

"Bize kadar gelen bir kudsi hadiste senin $öyle buyurdugun nakledildi:

"Kulum benim hakkimda nasil dü$ünürse ben kendisine ona göre muamele ederim. Artik hakkimda isdedigini dü$ünsün."


Bize bu hadisi Abdürrezzak Mamer`den, o da Zühri" den o da Enes b. Malik`den, o da Peygamberin Hz. Muhammed" den ( s.a.v ), o da yüce Zatinizdan nakletti. Ben bu habere göre senin bana azap etmeyecegini dü$ünmü$tüm" dedim. Bunun üzerine Allah Teälä:


"Size benden bu hadisi nakleden Peygamberim dogru söyledi. Ondan alip nakleden Enes dogru söyledi. Zühri dogru söyledi, Mamer dogru söyledi, Abdürrezzak dogru söyledi, sen de dogru söyledin. Seni affettim" buyurdu.
Sonra bana güzel elbiseler giydirdi, önüme hizmetciler kondu, onlarla birlikte cennete dogru yürüdüm. Bu hali görünce,

"Allah"im, bu ne büyük saadet, ne güzel sevinc" dedim.










*** KISSADAN DERSLER ***





Yüce Allah"in kimsenin ibadetine ihtiyaci yoktur. Bütün insanlar hic isyan etmeden takva üzere amel etseler, sürekli zikir halinde olsalar, bunu yüce Allah"in zatina bir faydasi yoktur, bunca ibadet O`nun $anina bir $eref katmaz.


Bütün insanlar Firavun gibi isyana dalsalar, her türlü kötü i$leri yapsalar, bunun da yüce Mevlä`ya zerre kadar zarari yoktur; bunca $eytanlik O`nun $anindan bir $ey eksiltmez.


O halde kul kendine acimali, sevgiyle Rabbine yönelmeli,
O`nun sonsuz rahmetinden hic ümidini kesmemelidir, Yüce Allah hakkinda güzel $eyler dü$ünmelidir.
O`nunrahmetinin gazabini öne gectigini bilip, günahlara tövbe ederek hepsini rahmet denizinde yikamalidir. Tövbe edilinceaffedilmeyen hic bir günah yoktur.


Ibadeti cennet nimeti veya cehennem kokusu icin deyil, Allah rizasi ve cemalini seyir a$kiyla yapmalidir.


Herkes Allah ilehukukunu gönlünde ba$latir, gönlünde bitirir. Kul Rabbine kar$i samimiyeti ölcüsünde degerlidir.
Kula kulluk dü$er, yüce Mevlä da diledigi gibi hükmeder.
O cok affedicidir, affetmeyi sever.


Allah Teälä buyurur ki:



"Resülüm de ki: Ey günahlara dalarak kendilerine zulmeden ve haddini a$an kullarim. Allah"in rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Hic $üphesiz Allah bütün günahlari affeder. O cok affeden ve cok aciyandir."



Resülullah ( s.a. v ) buyurur ki:



"Sizden biri ancak yüce Allah hakkinda güzel zan icinde ( O`nun rahmetinin sonsuz ve affinin bol olduguna itikat ederek) ölsün."




SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir...!

 

 

 

 

***** EGER O`NU TANISAYDIN ! *****




Abidlerden biri anlatiyor:


Bir hac mevsiminde Mina`dan Arafat`a dogru gidiyordum. Yolda bir kadin ile kar$ila$tim. Üzerinde kildan yapilmi$ bir elbise, ba$inda yünden bir örtü, elinde bir tesbih ve äsa vardi. Yüzünde de taat ve ibadet nuru parliyordu. Ben icimden,


"Bu kadin, kendisini ibadet ehli göstermek isteyen birine benziyor" diye dü$ündüm. Ben öyle dü$ünürken, kadin bana dogru bakti ve,


"Allah gizlediginiz ve aciktan yaptiginiz her $eyi bilir!" ayetini okudu Ben kadinin Allah"in veli kullarindan biri oldugunu anladim. Haline hayran oldum. Kendisine,


"Ey kadin, $u halinizle beni mestettiniz, kalbim sizinle me$gul" dedim. O da bana,


"Ey zavalli adam, her $eyim sana feda olsun , fakat arkanda benden daha güzel biri var!" dedi. Ben de dönüp arkama bakdigimda hic kimseyi göremedim. O zaman kadin bana yüksek sesle $unlari söyledi:




"Ey bo$ dava sahibi ve sevgi sözünde yalanci adam!
Seven sevdigine böylemi davranir?


Sen önce yüce Allah"in hizmetinde olan kimselere kar$i kötü dü$üncelere girdin. Eger den buraya gercekten Allah icin gelseydin ve O`nu tanimadaki niyetinde sadik olsaydin, O seni kapisinda durdurur, sadece kendisi ile me$gul ederdi.



Biz seni uzaktan görünce kendini ibadete vermi$ bir abid zannettik. Biraz yakindan görünce bu adam arif herhalde diye dü$ündük. Sözlerine bakinca bir a$iga benziyor dedik. Falat öyle cikmadin. Eger sen gercekten abid olsaydin, Allah"tan ba$kasi ile me$gul olmazdin. Eger arif olsaydin O`nu birakip bana yönlenmezdin. Eger, söyledigin gibi bana a$ik olsaydin, dönüp benden ba$kasina bakmazdin."


Kadin bunlari söyledi ve hizlica benden uzakla$ti. Giderken $öyle diyordu:


"Gercekte Allah ile beraber olan kimse yoktur; O ancak kendi zati ile beraberdir."

Gözden kaybolana kadar böyle söyledi. Allah kendisinden razi olsun.









***** KISSADAN DERSLER *****







Sevgi samimiyet ister. Sevgili sadakat bekler. Nefis ise her güzele meyleder, kalbi yar derdiyle yakar. Sonuc, her ikiside aglar. Gercek sevinc Allah icin sevenlerdir.



Arifler Allah"i tercih etmi$ ä$iklardir. Bütün $an ve $eref onlarindir. Insanlar icinde en akilli ve en mutlu olan onlardir; cünkü sevgileri bitmez, sevgilileri ölmez, vefasizlik yapmaz, terk etmez, yanliz birakmaz, üzmez.


Allah dostlari her devirde vardir. Kadin, erkek, cocuk ayrimi yoktur. Her kesimin veli bulunur. En emniyetlisi, tanidik ayirimi yapmadan herkese kar$i edepli olmaktir.




Atalarimiz, "Her geceni Hizir, her geceni Kadir bil" demi$lerdir. Veliler özel bir nura ve ilime sahiptir. O nurla kalplerden geceni bilir, gönüllere tasarruf ederler. Velinin yaninda kalbine, älimin yaninda diline sahip olmalidir. Bütün bunlar, Allah"in rahmetiyle olan i$lerdir.



Resülullah ( s.a.v ) buyurur ki:


"( Kamil ) müminin ferasetinden sakinin; cünkü o, Allah"in nuruyla bakar."



SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir...!

 

 

 

 


ZERRE ZAYI OLMAZ

 










Bir gün Hz. Äi$e validemiz`e ( r. ah ) bir dilenci geldi; bir $eyler istedi. Annemiz üzeerini yokladi, elbisesinin cebinde sadece bir adet kuru üzüm tanesi buldu. Onu dilenciye uzatti; dilenci verilenin bir üzüm tanesi oldugunu fark edince, almaktan cekinir gibi davrandi. Kendine göre annemizin bu kadar kücük bir $eyi sadaka vermesini ho$ bulmadi. Etrafindakiler de durumu biraz yadirgadilar. Ai$e validemiz (r. ah ), üzüm tanesini uzatip,



"Al onu; eger kabul edilirse onun icinde, yüce Allah"in ahirette amle terazesine koyacagi nice zerreler var" dedi.








KISSADAN DERSLER

 






Kullugun asli ve tadi ihlastir. Allah icin yapilan i$e kücük denmez. Mü,in, her firsatta elinden gelen hayri yapmalidir. Zerre kadar hayir Allah katinda zayi edilmez.

Cömertlik malla degil gönülle olur. Fakirlerde cömert olabilir. Bazen bir altin bin altini gecer. Bin altini veren ise zengindir. verdigi miktar malinin yüzde biridir. Bu durumda bir altin veren fakir, bin altin veren zenginden daha cömerttir.

Allah katinda i$e degil, niyete bakilir. Hic mali olamayan bir kimse, "Ke$ke malim olsaydi da $u $u hayirlari yapsaydim" diye samimi olarak niyet etse ve hayrin hasretini cekse, onu yapmi$ gibi sevap alir.



Allah Teälä buyurur ki:



"KIm zerre miktari hayir yapmi$sa onu görür. Kim de zerre miktari kötülük yapmi$sa (ahirette ) onu görür."

 




Resülullah ( s.a. v ) buyurur ki:



"Sizden birisi kapisi ve penceresi olmayan her tarafi kapali bir ta$ oyugun icinde bir amel yapsa, Allah onun amelini insanlarin önüne cikarir. Bu amel ne olursa olsun."




SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir...!

 

 

 


YETER KI ISTEMESINI BIL








Ashaptan Enes b. Malik ( r.a ) anlatir:






Hz. Peygamber"in ( s.a.v ) ashabi icinde Ebü Ma`lek diye birisi vardi. Bu zat, $am ile Medine arasinda tüccarlik yapardi. Kendisi, Allah Teälä"ya tevekkül ederek bir kafileye katilmaz, yanliz gidip gelirdi. Bir defasinda $am`dan Medine`ye dogru gelirken önüne at üzerinde bir hirsiz cikarak,


"Dur, dur" diye bagirdi. Tüccar bagirdi ve hirsiza,

"I$te malim, al senin olsun; beni birak" dedi. Hirsiz,

"Ben mali istemiyorum, seni öldürmek istiyorum" dedi. Tüccar,


"Beni öldürüp de eline ne gececek? I$te malim, senin i$ine bu yarar, al da beni birak" dedi. Hirsiz ayni sözleri tekrar etti, onu öldürecegini söyledi. Tüccar,


"Öyleyse bana biraz müsaade et de bir abdest alip namaz kilayim, yüce Rabbime dua edeyim" dedi. Hirsiz,

"Istedigini yap" dedi.

Ebü Ma`lek, abdest aldi, sonra namaz kildi; namazdan sonra ellerini acti ve $öyle dua etti:


"Yä Vedüd... Yä Vedüd...

Yä zel-Ar$i`l- Mecid

Yä Mübdiü yä Müid

Ya Fe`älün limä yürid

Es- elüke bin nüri vechikellezi melee erkäne ar$ik

Ve es- elüke bi kudretikelleti kaderte bihä alä halkik,

Ve bi rahmetikelleti vesiat külle $ey`in

Lä ilähe illä ente

Yä Mügis, egisni.





Manasi

 





Ey yüce dost, ey yüce ar$in sahibi!

Ey yoktan var eden, var ettigini yok eden Rabbim!

Ey her istedigini yapan Allah"im!

Ar$inin her yanini dolduran Zatinin nuru hürmetine!

Bütün mahlükata hükmettigin kudretinin azametine,

Her $eyi ku$atan rahmetinin bereketine,

Senden istiyorum.

Senden ba$ka ilah yoktur.

Ey caresizlerin yardimina yeti$en Allah"im, bana yardim et."


Bu duayi üc kez tekrarladi.


Duasini bitir bitirmez boz renkli, ye$il elbiseli bir atli belirdi. Elinde nurdan bir mizrak vardi. Hirsiz atliyi görünce, tüccari birakip atliya dogru yönlendi. Hirsiz kendisine yakla$inca atli ona hücüm edip mizragi öyle bir vurdu ki, hirsiz atindan yuvarlandi. Sonra tüccara gelerek,


"Kalk onu öldür" dedi. Tüccar,

"Sen kimsin? Ben bu zamana kadar hic kimseyi öldürmedim. Onu öldürmek ho$uma gitmez" dedi. O zaman atli gidip hirsizi öldürdü, sonra tüccarin yanina geldi ve ona $öyle dedi:


"Ben ücüncü kat gökte bulunan bir melegim. Sen ilk dua ettigin zaman gögün kapilarinin gicirdayip ses verdigini i$ittik ve, "Yeni bir olay oluyor!" dedik. Sen ikinci kez dua yapinca gögün kapilari acildi, cehennem ate$i gibi givilcimlar cikti. Sonra ücüncü kez dua edince, gökten Cebrail gelerek,


"$u darda kalmi$ kula kim yardim eder?" dedi. Ben yüce Allah"tan o hirsizi öldürme i$ini bana vermesini istedim, izin verildi ve sana yardima geldim.


Ey Allah"in kulu, $unu bil, kim ba$ina gelen her türlü SIKINTI ve musibette senin yaptigin dua ile dua yaparsa, Allah Teälä onun SIKINTISINI giderir, kendisine yardim eder!"

Bu tüccar sag-säglim Medine"ye döndü, Hz. Peygamber"in ( s.a.v ) yanina geldi, ba$indan gecenleri ve yaptigi duayi kendisine anlatti. Hz. Peygamber ( s.a. ) ona,

"Allah Teälä sana kendisiyle dua edilince kabul ettigi, bir $ey istenirse verdigi güzel isimlerini ögretmi$" buyurdu.










KISSADAN DERSLER







Dua müminin silahidir. Dua, ibadetin özüdür. Samimiyetle yapilan bir dua hedefine isabet eder. Özellikle kul darda kalinca, duaya sarilmali, usanmadan devam etmelidir. Duada kula istedigi $ey verilmese de, muhakkak bir ba$ka kar$ilik verilir. Kul istemeli, fakat istedigim nicin verilmedi diye hayal kirikligina ve ümizsizlige dü$memeli.
Bazen istedigi $eyin verilmeyi$i kul icin daha hayirlidir.
Bunu bir zaman sonra anlar.


Yüce Allah"in bütün güzel isimleriyle dua edilir. Hangi türlü derde dü$ülmü$se ona uygun bir ism-i $erifi zikrederek dua etmek daha faydalidir.


Mesela, Bir günahkar, "Ya Gaffar, yä Rahim: Ey cok affedici ve kullarina cok aciyan Rabbim, beni affer" diye dua eder.


Biz zälimin kar$isinda aciz kalan mazlum, "Ya Kahhar, yä Aziz: Ey herkesi hükmü altinda tutan ve kudretiyle kahreden, her $eye hükmü gecen ve gücü yeten Rabbim, beni $u zälimden kurtar" diye dua eder. Diger haller icin de böyledir.


Duada en önemli $ey, samimiyettir. Bir de kimden ne istedigini bilmek. Kulun dua ederken kalbi uyanik, gönlü yanik olmasi isteniyor.


Duada Kur"an ve sünnette ögretilen güzel dualarin ve sözlerin secilmesi onun kabulü icin güzel bir vesiledir.
Duada hayirli vesilelerin faydasi vardir. Bizim icin bir ba$ka agzin mesela salih bir müminin dua etmesi, duanin kabulü icin en güzel vesilelerden biridir.


Vesile, dilekcemizi Allah"a i$ittirmek icin deyil, kabul ettirmek icin lazimdir. Ypksa Allah kulun kalbinden geceni bilir,gönlünün iniltilerini i$itir.




Resülullah ( s.a.v ) buyurur ki:


"Allah Teälä, yeryüzünde duä eden hicbir müslümanin istegini bo$ cevirmez, muhakkak bir kar$ilik verir. Ya kulun istedigi $eyi verir, ya onun yerine kendisinden bir kötülügü defeder, ya da isteginin kar$iligini ahirete saklar."




SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir...!

 

 

 

***** ÖNCE O SEVER *****









Velilerden Ibrahim b. Mühelleb es-Säih ( k.s ) anlatir:




Bir defasinda Käbe`yi tavaf ederken bir cariye ( sava$ esiri olarak alinmi$ bir kadin ) gördüm. Käbe`nin örtüsüne yapi$mi$,


"Yüce Rabbim, senin beni sevmenin hatirina, kalbimin güzel halini bana geri ver!" diyordu. Ben,


"Ey cariye, O`nun seni sevdigini nerden biliyorsun?"


"O (c.c )ezelde verdigi hükümle, Isläm askerlerini benim ya$adigim memlekete sevk etti. Bulundugum yere gelene kadar onlara nice para ve mal harcatti. Onlarin eliyle beni $irk beldesinden cikardi ve müslüman memleketegetirtip tevhid dinine girmeyi nasip etti. Ben O`nu tanimazken bana kendisini tanitti ve sevgisini tattirdi. Ey Ibrahim bütün bunlar O`nun özel yardimi ve beni sevdiginin alameti degil midir ?" dedi. Ben cariyeye,



"Peki senin O`nu sevmen nasildir?" diye sordum; cariye,

"Bu cok büyük bir haldir; her $eyden tatlidir" dedi ve sevgiyi anlatan bir $iir söyleyerek cekip gitti.










***** KISSADAN DERSLER *****








Iman ve can! Iki büyüh ihsan ! Ikisi de O`nun! neye sahip ki insan?



Insanligimiza $ükredelim. Mümin oldugumuza sevinelim.
Boynumuzu büküp sevinc gözya$i dökelim. Allah diyelim, Allah. Rahmetini isteyelim; O`na gidelim.

 




Allah Teälä buyurur ki:

 




"Resülüm de ki: Ey bütün mülkün gercek sahibi Allahim!
Sen mülkü diledigine verirsin ve dilediginden de mülkü ceker alirsin. Diledigini yüceltir, dilediginide alcaltirsin.
Bütün hayirlar senin elindedir. Sen her $eye gücü yetensin."

 





SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir...!

 

 

 

 

CÜRÜMÜ$ KEMIKLER NASIL DIRILECEK









Hz. Resülullah ( s.a.v. ) Mekke`lilere ölümü ve tekrar dirilmeyi heber verince, käfirlerden Übey b. Halef gidip kabristandan cürümü$ bir kemeik buldu, kemigi elinde ufaliyarak Allah Hz. Resülü"nün ( s.a.v. ) yanina geldi.
Kendisinin ilk yaratili$ halini unutup alayli bir tavirla,


"Ya Muhammed! $u cürümü$ kemiklere mi can verilecek? Sen Allah"in bu kemikleri tekrar diriltecegine mi inaniyorsun?" diye sordu. Efendimiz ( s.a.v ),


"Evet Allah seni öldürüp yeniden diriltecek ve cehenneme sokacaktir" cevabini verdi. Yüce Rabbimiz $u ayetini indirerek Resülü"nü tasdik buyurdu:



"Resülüm o käfire de ki: O kemikleri ilk defa yaratan diriltecek. O yaratacagi her $eyi en iyi bilendir. Ye$il agactan sizin icin kirmizi ate$i cikaran O`dur. Gökleri ve yeri yaratan, onlarin benzerini yaratmaya güc sahibi degil midir? Elbette güc sahibidir. O her $eyi hakkiyla bilen ve diledigini yaratandir."

 












KISSADAN DERSLER








Hic olmayan kemigi yaratan yüce Allah, cürümü$, dagilmi$, zoz olmu$ kemikleri yeniden yaratmaya elbette güc sahibidir. Bu alemi yaratan Mevlä, o alemide yaratir.


Yüce Allah bu alemin, göklerin, yerlerin ve icindekilerin yaratilmasinda kimseden yardim istemedi ki, o alemde istesin. Bu alemi yaratmak O`na güc gelmedi ki ahireti yaratmak güc gelsin. O`nun icin zerre ile küre aynidir.
O`nun her $eye gücü yeter, hükmü gecer.



Eger bu alem ebedi olsaydi, yüce Mevlä habibi Hz. Muhammed"i ( s.a.v. ) bu alemde tutardi. Bütün peygamberler ve a$iklar o aleme göctüler. Orasi toplanma yeridir. Dostlar da dü$manlar da orada ilahi huzurda toplanacaktir.



Bu dünya kimseye daima yar ve diyar olmadi. Gelen göctü, kimse konup kalmadi. Gönül gözü acik olanlar onun faniligini anladi, süsüne aldanmadi. A$iklar Allah dedi, ölmeyen sevgiliyi tercih etti, ebedi saadeti kazandi.




SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir...!

 

 

 

NE GÜZEL BIR DOST!






Büyük veli Zünnün-i Misri (k.s) anlatiyor:

 





"Bana bir büyük zattean bahsettiler. Onun meh$ur ve güzel hallerini anlattilar. Ben de kendisini ziyaret etmeye karar verdim. Yanina vardim , fakat görü$me imkani bulamadim. Kirk gün kapisinda bekledim. Kirk gün sonra görü$me imkanim oldu. Beni görünce, benden kacmaya ba$ladi. Pe$ine dü$tüm, yanina yakla$tim ve ona,


"Kendisine ibadet ettigin yüce Allah icin dur, biraz beni dinle. Ne olur bana söyle, sen yüce Allah"i nasil tanidin, O sana kendisini nasil tanitti?" diye sordum. O zat bana dönerek $unlari söyledi:




"Ben O`nu cok güzel bir dost olarak gördüm.


Ben kendisine yakla$inca, O da bana yakl$ti, beni kendine yakla$tirdi.

Ben O`ndan uzakla$inca, bana, `kacma gel`diye seslendi, beni kendisine cagirdi.

Ben kullukta gec$eyince, beni taatina te$ik etti ve bana ikramlarda bulundu.

Ben O`na itaat edince bana ihsanlarini artirdi ve bolca kar$ilik verdi.

Ben O`na kar$i bir kusur i$leyince, beni hemen terk etmedi, sabretti, bana müsamaha ile davrandi, mühlet verdi.
Ilk kusurumda azap atmedi.


Sen hic böyle bir dost gördün mü? Git, beni me$gül etme!" dedi ve yanimdan ayrilip yoluna devam etti.


Giderken de ä$iklarin Rabbi ile halini anlatan beyitler söylüyordu. Beytin birisi $u manada idi:



"Ya Rabbi, sen beni tek dayanagim olan Allah"sin.
Ben seni perdesiz olarak ne zaman görecegim acaba?"

 






KISSADAN DERSLER






Yüce Allah"i bulan her $eyi bulmu$ olur; O`nu taniyan bütün zahmetlerden kurtulur. O`ndan daha güzel bir dost olurmu?


Yüce Allah"in hicbir kulun ibadetine haceti yoktur. Hic bir kulun isyani da O`na zarar vermez. Eger yüce Allah ilk isyaninda kuluna azap etseydi, yeryüzünde canli kimse kalmazdi. Hal böyle iken O, günaha dalan her kuluna bile nimet ve mühlet vermekte, tövbesini beklemekte, tövbe edeni kendisine dost yapip sevmektedir.


Mülk O`nun, hüküm O`nun, kul O`nun. Rahmet O`nun nimet O`nun, cennet O`nun. O`nun tövbe ve rahmet kapisi gece gündüz aciktir. Ölüm kapisindan önce kim tövbe kapisindan girerse, rahmeti bulur, affa ula$ir, yüzü güler.




Hadis-i kudside Allah Teälä buyurur ki:

 




"Kulum (salih emeli ile) bana bir kari$ yakla$irsa ben ona ( rahmetimle ) bir zira(dirsekle parmak ucu arasi mesafe) yakla$irim. Kulum bana bir zira yakla$irsa ben ona bir kulac yakla$irim. Kulum bana yürüyerek gelirseben ona ko$arak gelirim."


Resülullah ( s.a.v ) buyurur ki:

 




"Canimi elinde tutan Allah"a yemin ederim ki, eger siz hic günah i$lemeseydiniz, Allah sizi yok eder, bir günah i$lendiginde hemen istigfar ve tövbe eden, böylece affediip temizlenen kimseler getirirdi."




SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir...!

 

 

 

 

*** ALLAH *** KULUNU NASIL ZIKREDER ***







Hz. Mevlänä (k.s) anlatiyor:

 




Adamin biri, geceleri devamli Allah"i zikrederdi. Bütün gecesi zikir fikir icinde gecerdi. Zikir kalbine yerle$mi$, gönlüne tet vermi$ti. Bir gün $eytan bu adama yakla$ti ve ona,


"Böyle devamli Alla"i zikretmen ne zamana kadar sürecek. Sen gece gündüz Allah diyorsun, peki bir kere olsun Allah da sana buyur kulum ded mi? Zikrinin kar$ilgini aldin m`? Madem sana bir kar$ilik verilmiyor, sen bu kötü halinle ve kara yüzünle ne zamana kadar Allah diyeceksin?" diye vesvese verdi.





Bu vesvese adama tesir etti. Kalbi kari$ti. Onu gercek zannetti. Demekki ben Alla"i zikretmeye layik bir kul deyilim ki bana kar$ilik verilmiyor diyerek zikiri birakti ve uyudu. Gece rüyasinda Hizir aleyhisselami gördü. Hz. Hizir ona,


"Allah"i zikretmeyi nicin terk ettin; zikirden nicin pi$manlik duydun?" diye sordu. Adam,


"Ben sürekli Allah Allah diye zikrettim; fakat bit gün olsun Allah"tan ' buyur`kulum diye bir kar$ilik duymadim. Ben bu i$e layik olmadigimdan ve Allah"in kapisindan kovulmaktan korkuyorum" dedi.


O zaman Hz. Hizir (a.s) adami $öyle uyardi:

"Senin Allah Allah demen, O`nun buyur kulum demesidir. O seni zikretmese sen O`nu hic zikredemezdin.



Senin O`na kavu$ma arzusu ile amel edipcirpinman, O`nun tarafindan sana verilmi$ bir cezbedir. O seni sevmese kendi yolunda ko$turmazdi.



Senin Allat"tan korkun ve O`na duydugun A$k, O`nun sana lütfüdür.


Senin her Rabbi diye inleyi$inde O da sana yönlenir, seni dinler ve kar$ilik verir.


Allah bir kulun kalbini baglarsa, o kul Allah"i zikredemez. Allah yolunu acmazsa, kul dua edemez.



Sen ba$ina gelen bir dert icinde Allah diyorsan, O sana kendisini zikrettirmek icin bu derdi vermi$tir. Gaye seni kendisi ile me$gül etmektir. Korkma, Allah de. Zikre veduaya devam et. Hic bir zikir ve dua kar$iliksiz kalmaz. Zerre kadar bir amel dahi zayi olmaz. Allah Firavun`a mal verdi dert vermedi. O da hic inleyip zikretmedi.



Allah"i zikrettiren dert, O`nu unutturan maldan ve sihatten daha hayirlidir."






KISSADAN DERSLER






Kalp ya dertle ya da muhabbetle Allah der, Allah"a yönlenir. Kul bilmese de böyledir. O`nu severek zikredenler, $ükretmi$ olur, mukäfat alirlar.Yüce Allah"in zikredenin mükäfati, Allah katinda zikredilmek ve sevilmektir.



Insan diliyle istemese, istemesini bilmese de haliyle acizini ortaya kor, Rabbine olan ihtiyacini ilan eder, O`ndan ister. Cünki käinattaki bütün sebeplerO`nun kudretiyle ortaya koymu$ rahmetiyle hizmete sunulmu$tur. Sebeplere takilan, onu yüce Yaraticiya perde yapan kimse yaniliyor.


Herkes aslinda bütün nimetleri Rahman olan Allah"tan aliyor.



Bunun farkinda olan mümin her nimetin ba$inda, icinde ve sonunda O`nun sonsuz rahmetini görür, kudretini mü$ahede eder, Allah der, sevgiyle zikreder, edeple ibadet eder.



Käfir ise bu idrake ahirette ula$ir. mülkün sahibini mah$erin deh$etinde tanir, hemen iman eder, Allah der, zikre sarilir; fakat o gün amel günü deyil, hesap zamanidir.



Allah evveldir; her hayir O`dan ba$lar.

Allah ähirdir; bütün i$ler O`na cikar.

Allah zahirdir; her $ey O`nun varligini ispatlar.

Allah bätindir; her gönül icinde O`nu arar.




Allah Teälä buyurur ki:




"Beni zikredin, ben de sizi zikredeyim. Bana
nankörlük etmeyin."



Kudsi hadiste Allah Teälä buyurur ki:


"Kulum beni zikrettiginde, ben onunla beraberim. Kulum beni gizlice icinden zikrederse, ben de onu özel olarak zatimla zikrederim. O beni bir toplum icinde zikrederse, ben de onu daha hayirli bir topluluk icinde
( meleklerimin arasinda ) zikrederim."





SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir...!

 

 

 

 

 

 

CANDAN KIYMETLI DOST






Hz. Ömer (r.a) bir gün Allah Resülü"ne (s.a.v) edep icinde,

 




"Ben sizi, nefisim haric her $eyden cok seviyorum " dedi. Resülullah Efendimiz (s.a.v),

"Beni nefesinden de daha fazla sevmedikce, bu i$ tamam olmaz" buyurdu.



Hz. Ömer sustu. Allah Resülü (s.a.v) kendisine yönelip bir kac defa $efkatle nazar etti; o esnada kalbine nur ve feyiz akitti. Hz. Ömer gönlünü yokladi, niyetine bakti, aslinda Allah Resülü"nü her $eyden cok sevdigini anladi ve samimi olarak,


"Sizi nevsimden de cok seviyorum" diye itiraf etti. Resül-i Kibriya Efendimiz (s.a.v),



"I$te $imdi oldu!" buyurdu.

KISSADAN DERSLER






Bütün sevgilere ve övgülere layik olan yüce Rabbimizdir. Sevginin kaynagi O`dur. Yüce Allah, yarattigi varliklar icinde en fazla habibi Hz. Muhammed"i (s.a.v.) sevmi$ ve övmü$tür. Onu ilahi a$kin rehberi, sevenlerin serveri yapip, insanliga göndermi$tir.


Bir müminin insanlar icinde en fazla sevecegi kimse, Allah"in sevgilisi, insanligin son peygamberi Hz. Muhammed"dir (s.a.v)


Her mümin, Resülullah"i (s.a.v) sevmenin farz oldugunu bilmelidir.


Bir insanin ba$ka bir kimseyi sevmesinde iki temel sebep vardir: Bir güzellik, digeri manfaattir.


Hic kimse Allah"in habibi Hz. Muhammed Efendimiz"den (s.a.v) ruh, kalp, beden ve ahlak olarak daha güzel olamaz. Bu yönüyle o, temiz akil sahiplerinin hemen sevecegi bir güzellige ve özellige sahiptir.



Menfaate gelince, hic kimse, älemlere rahmet yapilan Resülullah Efendimiz (s.a.v) gibi insanliga fayda veremez, dünya ve ahiret hayatinda ona huzur sebebi olamaz. O (s.a.v), kendisini sevenleri älemlerin Rabbine dost yapar ve onlari almadan ebedi saadet yurdu cennete girmez. Bu yönüyle de o (s.a.v), insan olarak herkesten cok sevilmeye layiktir.




Allah Teälä buyurur ki:

 




"Resülüm de ki: Eger babalariniz, ogullariniz, karde$leriniz, e$leriniz, hisim akrabaniz, kazandiginiz mallariniz,zarar etmesinden korkdugunuz ticaretiniz, ho$landiginiz evleriniz sizlere Allah"tan, Resülünden ve Allah yolunda cihat etmekten daha sevgili ise, artik Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah FASIKLAR toplulugunu hidayete erdirmez."




Resülullah ( s.a.v ) buyurur ki:




"Sizden birisi beni aile etrafindan, malindan ve bütün insanlardan daha fazla sevmedikce kämil manada iman etmi$ olmaz."

 

 

 

ALLAH ICIN I$ YAPMAK






Emirü`l-müminin Hz. Ali (r.a) harpte kar$ila$tigi bir käfiri imana davet etti. Adam kabul etmeyince sava$ ba$ladi. Hz. Ali käfiri yere yikti, kilicini bogazina dayadi, son bir kez daha adami imana davet etti. Käfir, hirs ille Hz. Ali`nin yüzüne tükürdü. Hz. Ali hemen kilici bogazindan cekti, adami öldürmekten vazgecti. Käfir hayret etti, nicin öldürmedigini sorunca, Hz. Ali,


"Seni önce Allah rizasi icin öldürecektim; $imdi yüzüme tükürünce hislerim kabardi, hirs olu$tu, nefisim araya girdi; yaptigim i$in Allah rizasi icin olmayacagimdan korktum, onun icin terk ettim dedi.


Bunlari i$iten adam, bu güzel davrani$in ancak bir hak dinde bulunacagini anladi Hz. Ali`nin önünde müslüman olup Isläm dinine girdi.


Hz. Ömer-i Faruk (r.a), halkin icinde dengesiz i$ler yapan bir kimsenin karnina kamcisiyla vurdu. Adam, Hz. Ömer`i tanimiyordu; ona kizdi ve kötü sözler söyledi. O da vurmaktan vazgecti. Yanindakiler,


"Adam size kar$i agzini bozdu, ona nicin vurmadin? dediklerinde, Hz. Ömer (r.a)


"Bu zamana kadar ona hatasini düzelsin diye Allah rizasi icin vurdum; $imdi bana kötü sözler söyleyince nefisim araya girdi; bur durumda kendisini döversem, nefisim icin dövmü$ olurum" dedi.




KISSADAN DERSLER






Insanin iman sevgisi müsibet aninda, edep seviyesi de kavga zamaninda belli olur.

Allah rizasina a$ik bir mümin, hak pe$inda oldugunu aci tatli her i$inde göstermelidir. Özellikle nefsin ortaya cikip kendini savunma anlarinda buna daha cok dikat etmelidir.



Özellikle insanlarin gözü önünde hizmet eden, islah ve davetle ugra$ankimselerde ilim, ihlas ve güzel ahlak bulunmalidir. Insanda ilim olmayinca iyi ile kötüyü ayiramaz. Ihlasli ve güzel ahlakli olmazsa, kendisini incitene kar$i kin besler, nefsi icin kizar, haddi a$ar, ihlasi bozulur, zülüm yapar. Bu durumdaki insan Allah Teälä"yi unutur. Allah Teälä"yi unutunca da yaptiklari hak icin deyil, nefsi icin olur. Hayri $erre dönü$ür.


Ihlas gidince, amelin sevabi da gider, amel veba olur. Kalbin niyeti bozuluncadinin safiyeti bozulur. Yüce Allah"in bizden istedigi asil $ey, her halde samimiyet ve ihlastir.



Allah Teälä buyurur ki:


"Onlara ancak tevhid inanci dini ihlasla ya$ayarak Allah"a kulluk yapmalari emredildi."


Resülullah (s.a.v) buyurur ki:


"Kim Allah icin sever, Allah icin kizar, Allah icin verir ve Allah icin menederse, o kimse imanin kemaline ermi$ olur."

 

SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir...!

 

 

 

 

RIZIK AKLA DEGIL ALLAH" A BAGLIDIR

 




Zamanin birinde bir kral dönemin bilginlerinden birini yanina cagirarak ona.

"$u älemde akilli ve zeki kimselerin cogunu fakir ve yoksul, akli kit ve ahmaklarin cogunu da varlikli görüyorum. Bunun sebebi nedir?" diye sordu:


"Allah Teälä bu durumun kendi varligina bir delil yapmi$tir. Eger her akilli ve zeki insan zengin, her akli zayif da yoksul olsaydi, insanlar $öyle dü$ünebilirlerdi: Akilli kendi rizkini buluyor, akilsiz ise yoksul kaliyor. Insanlar, bunun aksi oldugunu gördüklerinde, rizkin akla bagli olmadigini, onun diledigi kimseye diledigi kadar verenin yanliz yüce Allah oldugunu anlar."


Adamin biri, velilerden $ibli"ye (k.s) gelip, gecim derdinden $ikayet ederek,


"Efendim! Gecimini üstelendigim evladim coktur. Onlarin ihtiyaclarini göremiyorum. Ne olur bana bir cagre gösterin" dedi. Bunun üzerine $ibli (k.s)


"Hemen evine git, kimin rizkini sana bagli görürsenkapi di$ari at. Kimin rizkini Cenab-i Hakk"a bagli görürsen, o da evde kalsin" dedi.

 


KISSADAN DERSLER



Insanlarin eceli gibi, riziklari da Allah tarafindan belirlenmi$tir. Rizki kula ula$tiracak melege vazife verilmi$tir. Belirlenen rizkini yemeden kimse ölmez. Hirs rizki artirmaz, acizlik de azaltmaz. Mali cok olanin rizki coktur denmez. Rizik, ele gecen deyil, migdeye girendir. Yüce Allah"in kefil oldugu rizik budur.

Yüce Allah bu konuda $öyle buyurmu$tur:

 



"Dünya hayatinda onlarin ma$etlerini aralarinda biz taksim ettik. Kimini derece bakimindan digerlerine üstün yaptik. Böyle yaptik ki bir kismi digerini istihdam etsin, böylece kayna$sinlar. Rabbinin rahmeti onlarin biriktirdikleri $eylerden daha hayirlidir."

 

 

 

SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir...!

 

 

 

 

HeRKeS SEVDiGiYLe BeR@BeR OLuR

 




Sahabe-i Kiram"dan Sevbän (r.a) bir gün mahzun ve boynu bükük bir vaziyatte Allah Sesülü"nün (s.a.v), huzuruna girdi. Resül-i Kibriya Efendimiz ( s.a.v ),



"Neyin var senin ?" diye sordu. Sevban,

 



"Ey Allah"in Resülü! Ben sizi nefesimden, cocuklarimdan, ailemden ve malimdan daha cok seviyorum. Evminde otururken sizi hatirliyorum. Duramiyorum, hasretinizden ölecek gibi oluyorum. Derhal ko$up sizi görmeye geliyorum" dedi ve agladi. Resülullah Efendimiz (s.a.v) nicin agladigini sordu, Sevban (r.a) $öyle dertlendi:



"Sizin ve benim vefat edecegimizi dü$ündüm. Siz ahirette peygamberler ile yüksek makamlarda bulunuyorsunuz, ben cennete girsem bile, a$agi makamlarda bulunurum, sizi göremem, bunun icin agliyorum" dedi. Efendimiz ( s.a.v ) süküt buyurdu. Biraz sonra, Cebrail (a.s) $u ayeti indirdi:



"Kim Allah"a ve Resülü"ne itaat ederse i$te onlar ahirette Allah"in kendilerine özel insanlarda bulundugu peygamberler, siddiklar, $ehitler ve salihlerle beraber olacaktir. Onlar ne güzel arkada$tir. Bu Allah"tan bir ihsandir. Her $eyi billici olarak Allah kafidir."

 

 

Bunun üzerine efendimiz (s.a.v) ona,

 


"Müjde sana, sevin" buyurdu.

 



KISSADAN DERSLER




Sevgi iki türlüdür. Biri insan fitratinin tabii meyli, digeri de irade ve tercihi ile olur. Iradeye dayanan sevgi amel hükmündedir. Sonucu ya rahmet ya da azaptir.


Insan, fitratinin uydugu, kalbinin isindigi, ruhunun kayna$tigi kimseleri sever. Bu sevgi bir aynadir. Insana kalbini, niyetini ve fitratini gösterir.


Iyileri seven kimse temiz fitratli, güzel kalpli, iyi niyetlidir.
Käfir, zälim ve fäsiklari seven ise onlarin safinda ve yolundadir. Bu sevgi ölene kadar devam ederse, sevenleri ahirette birle$tirir. Iyiler cennette, kötüler azap icinde birbiriyle bulu$ur.


Süfilerden birisi $öyle anlatir:

 




"Rüyamda Hz Peygamber"i (s.a.v) gördüm; etrafinda bir gurup fakir dervi$ vardi. O sirada gökten iki melek indi; birisinin elinde legen, digerinin elinde ise bir ibrik vardi.
Melel legeni Hz, Peygamber"in (s.a.v) önüne koydu,
Efendimiz ellerini yikadi; sonra meleklere emretti, legeni digerlerinin önüne getirdiler, hepsi ellerini yikadi. Sonra legeni benim önüme koydu. Meleklerinin birisi digerine,


"Bunun eline dökme, cünki bu onlardan deyil" dedi. Ben,



"Ya Resülellah, sizden rivayet edilen bir hadiste, siz,



"Ki$i sevdikleriyle beraberdir!" buyurmadiniz mi?" dedim. Efendimiz (s.a.v),


"Evet, öyle söyledim" buyurdu. O zaman Ben,


"Ben sizi ve bu fakirleri seviyorum!" dedim; bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v),


"Onun elinede dök, o da onlardandir!" buyurdu."

 

SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir...!

 
 

*_ ONA ( S.A.V ) HÜRMETIN HEDIYESIDIR _*







Hz. Musa"nin (a.s) zamnaninda Israilogullari icinde adamin biri iki yüz sene isyan icinde ya$ami$ti.
Öyke ki imandan ba$ka hayirli bir ameli bilinmiyordu.
Bu adam Israilogullari onu ayagindan tutup bir cöplüge attilar. Bunun üzerine yüce ALLAH Hz. Musa"ya (a.s), "Ey Musa! Git; falanciya yere atilan kulumu yika, kefenle ve bütün Israilogullari ile beraber cenaze namazini kil!" diye vahyetti.
Hz. Musa verilen emri yerine getirdi. Israilogullari bu duruma hayret edip Hz. Musa"ya bu toplumda bundan daha günahkaär birisinin bulunmadigini haber verdiler. Hz. Musa da,




"Ben bunu biliyorum, ancak ALLAH bana böyle yapmami emretti" dedi. Israilogullari,


"Bunun durumunu Rabbine sor da agrenelim" dediler.
Hz. Musa (a.s) Rabbine, "Ey Rabbim ne dediklerini biliyorsun, bu kulun durumunu bize bildir" diye dua etti. ALLAH Hz. Musa"ya (a.s) $öyle vahyetti:


"Onlar dogruyu söyledi. O, tam iki yüz sene bana isyan etti. Ancak günlerden bir gün Tevrat"i acip orada yazili olan Habibim Muhammed"in ismine bakti; onu öptü ve hürmetle ba$ina koydu. Ben buna kar$ilik onun iki yüz senelik günahlarini affettim.







KISSADAN DERSLER






Resülullah Efendimiz (s.a.v), ruhu ve nuru ile ilk yaratilandir. Hz. Ädem"in (a.s) bedenine henüz ruhu verilmeden önce, Resülullah Efendimiz (s.a.v) meleküt aleminde Allah"in habibi ve son peygamberi olarak ilan edilmi$ti.



Yüce Allah, Resülullah Efendimiz"i (s.a.v), önceki bütün peygamberlerine tanitmi$ ve ona yeti$irlerse kendisine iman ve yardim sözü almi$ti. Peygamberler bu sözle$meyi ümmetlerine de haber vermi$lerdi.
Resülullah Efendimiz (s.a.v) saadetli ruhu cesed-i pakisiyle bulu$up dünyayi $ereflendirmeden önce, bütün peygamberler onu tanimi$, sevmi$ ve kendisine a$ik olmu$tu.



O (s.a.v) gelmeden önce iman edenleri vardi.


Yüce Allah bütün peygamberleri ile yaptigi bu sözle$meyi Kur"än-i Hakim`de $öyle haber verir:



"Hani Allah peygamberlerden "Size, kitap ve hikmet verdikten sonra onlari tastik eden bir peygamber (son ümmi peygamber) geldiginde ona mutlaka inanip yardim edeceksiniz`diye söz almi$ti. Allah onlara "Kabul ettiniz veahdimi üstlendiniz mi?" diye sordu, onlar da "Evet, kabul ettik`dediler."

 






Hz. Peygamber (s.a.v) buyurur ki:

 



"$ayet Musa ve Isa (a.s) benim zamanima ula$salardi, bana uymaktan ba$kasi onlara helal olmazdi."





SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir...!

 

 

 

 

***~ ONA ( S.A.V )HÜRMETSIZLIGIN CEZASI ~***







Medineli $eyh Muhammed Sadaka"nin (rah) oglu $eyh Abdülaziz (rah), bizzat ya$adigi $u olayi anlatmi$tir:



"Ben Suriye`de talebe idim. O bölgenin zenginlerinden birisi alemlere rahmet Hz. Muhammed ( s.a. ) Efendimiz icin mevlit okutuyordu. Mevlide biz de katildik. Mevlite Hz. Resülullah"in ( s.a.v ) dogum anini anlatan bölüm okunurken cemaat ayaga kalkti. O sirada mevlitte bulunan bir hoca, ayaga kalkmadi. Hoca, mevlit sirasinda ayaga kalkmanin dinde bir yeri ve delili olmadigini zannederek ayaga kalkmami$ti. Kimse ona kari$madi. Mevlit bitti. Dagildik,


Ben okudum, medreseden mezun oldum. O bölgenin bir köyünde imamlik görevi aldim. Aradan onbe$ sene gecmi$ti. Yine bölgenin zenginlerinden birisi Hz. Resülullah"in ( s.a.v ) dogumunu kutlamak icin mevliz okutuyordu. Beni de cagirdilar, gittim. Mevlit okunmaya ba$layinca cemaatin icinden birisi hemen ayagi kalkti, edebe gecti, ellerini bagladi, boynunu büküp okunan mevlidi öylece dinlemeye ba$ladi. Ben, kim bu adam diye bakinca, kendisini tanidim. Bu adam, onbe$ sene önceki mevlitte ayaga kalkmayan hoca idi. Hayret ettim. sabirsizlikla mevlidin bitmesini bekledim.
Mevlitten sonra, hocanin yanina vardim. Kendimi tanittim, o ilk kar$ila$tigimiz mevlidi hatirlattim. Sonra edeple,


"Hocam, o gün öyle yaptiniz, bu günde böyle yaptiniz.
Lütfen bunun sebebini aciklar misiniz?" diye sordum.
Hoca, anlatayim dedi ve $unlari anlatti:



"Ben, Hz. Resülullah"in ( s.a.v ) dogum anini anlatan bölümü dinlerken ayaga kalkmadigim o mevlitten sonra eve döndüm. O gece bir rüya gördüm. Bir gurup insanla bir oda da oturuyorduk. Birden herkes ayagi kalkti. Hz. Resülullah"in ( s.a.v ) geldigini söylediler. Ben de kalkmaya davrandim, Hz. Resülullah ( s.a.v ), bana,



"Sen öyle kal!" dedi. O anda rüyadan uyandim, kendimi oturur vaziyette buldum, yerimden kalkamiyordum. Felc olmu$tum. Yedi yil felcli hälim devam etti. Kendi ihtiyaclarimi göremez oldum. Her hizmetimi hanimim yapiyordu. Bir gün hanimim beni yikadi, gusül abdesti aldirdi. Oturdugum yerde iki rekat hacet namazi kildim. Ellerimi acip yüce Allah"a yalvardim.
Hz. Resülullah"a ( s.a.v ) yönlendim, beni affedip $efaat etmesi icin agladim. Saatlerce böyle devam ettim.
Artik dua edecek ve aglayacak takatim kalmami$ti.
Bu yorgunluk icinde oldugum yerde uyukladim.



Uykumda yine bir rüya gördüm. Rüyamda bir odada bulunuyordum . Etrafimda bir gurup insan vardi. Herkes birden ayaga kalkti. Baktim ki Hz. Resülullah ( s.a.v ) odaya te$rif etti. Alemlere rahmet Efendimiz ( s.a.v ) bana dogru bakti ve tebessüm ederek,


"Ayaga kalkabilirsin" buyurdu. Birden rüyadan uyandim. Baktim ki ayaktayim. Iyi olmu$tum. Ben de, `Bundan sonra ne zaman Hz. Resülullah"in ( s.a.v ) mevlidi okunursa, ba$indan sonuna kadar ayakta dinliyecegim diye Allah"a söz verdim, yemin ettim. Onun icin böyle yapttim."


Bu olayi dinleyen ve mevlit sirasinda ayaga kalkmanin dindeki delilini soran yirmi kadar älim,


`Bu delil bize yeter`demi$lerdir.









KISSADAN DERSLER








Yüce Allah"tan sonra sevgi ve hürmette ilk sira Allah"in habibi Hz. Muhammed Efendimiz"e aittir ( s.a.v ). Onu sevmek farzdir. O`na $eref vemakamina yaki$ir $ekilde hürmet etmek her müminin temel görevidir. Bir mecliste ism-i $erifi anilinca en azindan bir defa salatü selam okumak, bazi älimlere göre vaciptir.



Allah Resülünü ( s.a. v ) anmak icin mevlit okumak ve okutmak bidat deyildir. Allah rizasi icin edep ölcüleri icinde icra edilirse, hayirli bir ameldir, hayirlara vesiledir.


Büyül veli Muhyiddin b. Arabi (k.s) der ki:


"Käinattaki her $eyde Allah"in tecellisi vardir. Onlari yüceltmek, Allah Teälä"yi bilmekten ileri gelir. Sen baktigin her $eye, o $eyin bizzat kendisini yüceltmek icin deyil de, onu yaratan Allah"in yüceligini anlatmak ve ilan etmek icin bakarsan; o $ey de yüce olur, sende yüce olursun. Edep budur."




Allah Teälä, buyurur ki:



"Kim Allah"in $eäirini ( varliginin delillerini ve dininin alametlerini) yüceltirse bu, kalblerin takvasindandir."



Resülullah ( s.a.v ) buyurur ki:




"Büyügümüzi yüceltmeyen, kücügümüze merhamet göstermeyen, älimimizin kiymet ve edebini bilmeyen bizden deyildir."




SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir...!

 

 

 

 

 

** PEYGAMBERLERIN ( A.S) E$IGINI ÖPTÜGÜ SULTAN**





Osamanli devrinde ya$ami$ arif ve me$hur $air Yusuf Näbi (rah) 1678 yilinda bir kafile ile hac yolculuguna cikmi$ti. Kafilede devletin ileri gelen pa$alari da bulunuyordu.



Kafile hicaz bölgesine girince Hz. Peygamber"i ziyaret a$ki Näbi"yi iyice sardi; öyle ki, vücudu bir ho$ oldu, uykusu kacti, hic uyumadi, Kafile, gece yarisi Peygamber $ehri Medine-i Münevvre"ye yakla$ti. Kafilede bulunan Eyüplü Rämi Mehmed Pa$a o esnada kinle tarafina dogru ayaklarini uzatmi$ uyuyordu. Resul-i Kibriya"nin (s.a.v) beldesine girerken arkada$larida gördügü bu manzara Näbi"ye hic de ho$ gelmedi. Pa$ayi uyandiracak bir $ekilde $u me$hur beyitleri söylemeye ba$ladi.



Sakin terk-i edepten, küy-i mahbüb-i Hüdädir bu!
Nazargah-i ilähidir, Makäm-i Mustafadir bu.



Müräät-i edep $artiyla gir Nabi bu dergaha,
Metäf-i kudsiyadir, büsegäh-i enbiyadir bu.

 





Aciklama $öyledir:




Edebi terketmekten sakin ! Ziya burasi Allahu Teälä"nin habibinin beldesidir.

Burasi, Hakk Teälä"nin devamli nazar kildigi bir yerdir;
Muhammed Mustafa"nin makamidir.


Ey Näbi, bu dergeha edebin $artlarina dikkat ederek gir. Sakin edebi basite alma.


Burasi, büyük meleklerin etrafinda pervane gibi döndügü, peygamberlerin egilip e$ini öptügü bir yerdir.


Bu beyitleri i$iten pa$a, gözünü acti, hemen kendine geldi, ikazin sebebini anladi ayaklarini topladi, dogruldu.

Näbi"ye dönerek,

"Ne zaman yazdin bunlari? Senden ba$ka duyan oldumu onalri?" diye sordu. Yusuf Näbi,


"Bunlari daha önce her hangi bir yerde söylemi$ deyilim. $imdi, sizi bu halde görünce elimde olmadan yüksak sesle söylemeye ba$ladim. Ikimizden ba$ka bilen yok! dedi. Pa$a,



"Öyleyse bu aramizda kalsin" diye ikaz etti. Näbi sustu, yola devam ettiler.

Kafile, sabah ezanina yakin Hz. Resülullah"in mescidine yakla$ti. Bir de baktilar ki, mescidin minarelerinden müezzinler, ezandan önce, Näbi"nin "Sakin terk-i edepden...." beytiyle ba$layan nätini okuyorlar. Näbi ve pa$a hayeret ettiler. Mescide girdiler, namazi kildiktan sonra, hemen ba$ müezzinin yanina ko$tular. Näbi, heycanla,


"Allah adina, peygamber a$kina söyle, siz ezandan önce okudugunuz o beyitleri kimden, nerden ve nasil ögrendiniz?" diye sordu. Müezzin önce cevap vermek istemedi, Näbi israr ve rica etti. Bunun üzerine müezzin,



"Resül-i Kibriye (s.a.v) Efendimiz, bu gece bütün müezzinlerin rüyasini $ereflendirerek,


"Ümmetimden Näbi isimli birisi beni ziyarete geliyor.
Bana olan a$ki her 4eyin üzerindedir. Klakin, ezandan önce, onun benim icin yazdigi beyitleri okuyarak kendisini kar$ilayin, mescidime giri$ini kutlayin!" buyurdu.
Biz de Efendimizin emirlerini yerine getirdik, dedi. Näbi, hepten $a$irdi ve heycanlandi, dayanamadi agladi. Göz ya$lari icinde müezzine tekrar,



"O iki cihanin efendisi, gercekten Näbi mi dedi, o benim ümmetimdendir mi buyurdu?" diye sordu, Müezzin,


"Evet Näbi dedi, o benim ümmetimdendir buyurdu" deyince, Näbi bu iltifata daha fazla dayanamadi, sevincinden dü$üp bayildi. Bir zaman sonra ayildiginda pa$ayi ve müezzini yaninda aglarken buldu.







KISSADAN DERSLER






Büykler demi$ler:
Edep bir tac imi$ nur-i hüdädan,
Giy ol taci emin ol her beladan

 

.




SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir....!

 

 

 

 

*** KARARMI$ YÜZÜ AGARTAN EL ***




Säbiinden Abdülvähid b. Zeyd (rah) anlatiyor:




Hac farizasini ifa etmek üzere yola ciktim. Bu yolculukta banabir adam arkada$lik etti. Bu adam, otururken, kalkarken, yürürken häsli her i$inde Resülullah" a (s.a.v) salätü seläm getiriyordu. Bunun sebebini sordugumda $öyle anlatti:



"Mekke" ye ilk gidi$imde yanimda babamda vardi hac vazifesini bitirip geri dönmü$tük.Yolda konaklardan birine ugradik. Orada uyumu$tum. Uykumda bana biri geldi ve,



"Kalk, baban öldü; Allah ( c.c ) onun yüzünü simsiyah etti`dedi. Korku icinde uyandim, hemen babamin üzerindeki örtüyü kaldirdim, birde ne göreyim; babam ölmü$ ve yüzü simsiyah olmu$tu. Icimi bir korku ve ürperti kapladi. Böyle üzüntü ve keder icinde beklemekde iken uyuya kalmi$im.


Rüyamda ellerinde demir sopalarla dört siyah adam babamin ba$ucuna dikilmi$lerdi. Tam o esnada güzel yüzlü, üzerinde iki ye$il elbise bulunan bir adam cikageldi ve onlara,



"Onun yanindan uzakla$in`dedi. Babamin yüzünü eliyle sivazladiktan sonra yanima geldi ve,


"Kalk, Allah ( c.c ) babanin yüzünü bembeyaz etti`dedi. Ben,


"Anam babam sana feda olsun, sen kimsin?" dedim. O.


"Ben Muhammed"im dedi. Uykudan uyandim. Hemen gidip babamin üzerindeki örtüyü acttim, yüzü bembeyaz olmu$tu. I$te o günden sonra sürekli Resülullah"a (s.a.v) salavat getiriyorum."





***KISSADAN DERSLER***





Alemlere rahmet yapilan Resülullah Efendimiz (s.a.v),ümmetine dünya ve ahirette fayda vermektedir O, herkese kendi nefsinden, anne babasindan ve bütün insanlardan daha hayirli, daha $efkatli ve daha faydalidir.
O (s.a.v) kiyamaete kadar gelecek bütün ümmetini tanir, sever; kendisini sevene elini uzatir, ve gösterir.



Resülullah (s.a.v), ümmeti icin öyle $efkatli ve merhametlidir ki, ümmetinden cehennemde kalan en son kimseyi almadan cennete girmez. O"nun bu gayret ve merhamatini gören cehennemin bekcisi Malik, hayret ederek,



"Ey Muhammed, ümmetinden cehennemde Rabbinin gazap ve azap edecegi hic kimseyi birakmadin" der.


Bizi böyle bir dostuna ümmet ve dost yapan yüce Allah"a ne kadar $ükretsek azdir.



Allah Teälä buyurur ki:

 



 

"Peygamber, müminlere kendileri nefislerinden daha yakin ve hayirlidir."

 


Resülullah buyuyur ki:

 


"Benim $efaatim ümmetimin büyük günah i$leyenleri icindir."

 



SEMERKAND Dergisin den Yazilmi$tir....!

 

 
 
 
 
 


Powered by WB4.DE, dem gratis Homepage Provider

Verantwortlich für den Inhalt dieser Seite ist ausschließlich
der Autor dieser Homepage. Mail an den Autor


www.My-Mining-Pool.de - der faire deutsche Mining Pool