Astronot Kayserili


Uzaya gönderilmek üzere bir adam aran1yormu_. Gazetelere ilanlar verilmi_. Ba_vurular degerlendirilmi_. 0lk elemeyi kazanan Alman, Frans1z ve Kayserili mülakat için tekrar çagr1lm1_lar. Üçüde ayn1 odaya getirilmi_. Ve ba_kan bu üç ki_iye "Beyler bu i_ için her yönüylen uygun oldugunuza karar verdik. 0_ uzaya gönderilecek adama ödenecek para konusuna geldi. Bu konuda görüslerinizi almak istiyoruz. Siz bu i_ için ne kadar alacaks1n1z?" diye her üçünede sorulmu_.
Soruya Alman _öyle cevap vermi_. - "Ben bu i_ için 20.000 Dolar ücret isterim. 10.000 Dolar1 benim için,10.000 Dolar1 ise ben uzaya ç1kt1ktan sonra burada geçimlerini sürdürsünler diye ailem için...
"Frans1z soruya _u _ekilde cevap vermi_.- "Ben bu i_ için 30.000 Dolar al1r1m. 10.000 Dolar1 bana, 10.000 Dolar1 aileme ve 10.000 Dolar1 da metresime..."
Cevap s1ras1 Kayserili`ye gelince bakm1_lar ki Kayserili har1l har1l hesap yap1yor. Neyse Kayserili hesabi tamamlayip söyle cevap veriyor:- Ben bu i_ için 40.000 Dolar isterim. Bu paran1n 10.000 Dolar1n1 Ba_kana rü_vet olarak, 20.000 Dolar1n1 uzaya gitmesi için Alaman`a veririm. Kalan 10.000 Dolar da k1sa günün kar1, Allah bereket versin.

 

 

Her Duyduğuna İnanma


Günün birinde Hoca öğrencileri ile beraber bir gezi yapıyormuş. Yolda da kendisi hakkında bir şeyler söylüyormuş. Öğrencilerine öğüt vermeye başladığında,

-Her duyduğunuza inanmayın! Ben de bir şey duydum ama doğru olup olmadığından emin değilim. Fakat bana öyle geliyor ki, bu pek mümkün değil, demiş.

- Bunu bize ispatlayabilir misin? diye aralarından biri sormuş.

Hoca:

- Tabi seve seve oğlum. Geçenlerde birinden öldüğümü duymuştum

 

Ateşböcekleri



temel ile dursun kamp yapmak için bir ormana giderler. çadırlarını kurarlar ve oturup sohbet etmeye başlarlar bu arada etrafta o kadar sivri sinek vardırki devamlı temel ile dursunu ısırıp rahatsız eder
temel dursuna der ki
temel : ula dursun bu sineklerin gidecehu falan yoktur

en iyisu biz çadıra saklanalumda onlar gidince çıkaruz

dursun : la iyi fikur hadi saklanalum demiş

aradan üç saat geçmiş ve akşam olmuş temel kafasını dışarı çıkarmış ve birden içeri girmiş hemen dursunu kadırmış

temel : ula dursun kalk kalk

dursun : ne oldu ula demiş

temel : sakın dışaru çıkayum falan deme

dursun : naden ula

temel : ula sinekler bizi el feneriyle arıyo

 

Valla Keseyrum


Köyün delisi minarenin tepesine çıkmış. Tüm millet bir araya gelse de bunu aşağıya indirememişler.

-Sana iyi bir yemek yaparız...

-I-ıh, diye baş sallamış deli.

-Seni gezmeye götürürüz. Hadi in aşağı!

-I-ıh...

-Sana tatlılar yaparız!

-I-ıh...



Bakmışlar olacak gibi değil, içlerinden biri,

-Delinin halinden deli ve dilinden de o anlar, demiş. Şu yan köyün de bir delisi var. Gidip hele onu getirelim.



Dedikleri gibi olmuş. Varıp diğer köyün delisini getirmişler ve minaredekini göstermişler. Ne yap et, onu aşağı indir demişler.



Komşu deli şöyle bir yukarı bakmış ve,

-Ömer, diye bağırmış.

Tepede ki kendine bakınca,

-Tanıdın mı beni? diye sormuş.

Onun hı-hı dediğini duyunca cebinden ufak bir çakı çıkarıp bunu ona göstermiş.

-Ula görimisen bunu?

-Hı-hı...

-Nedir bu elimdeki?

-Bıçak.

-İneceksen in aşağı yoksa minareyi keseyrum!

-Tamam, tamam. Kesme sakın... Hemen iniyorum

 

 

Eski Gazeteler

Başhekim, akıl hastanesinin bahçesinde dolaşıyordu. Bir ara baktığında bir kalabalık gözüne çarpmıştı. Hemen oraya yöneldi. Deliler bir halka oluşturmuş, ortada dönüp konuşan birini dinliyorlardı.

-Papendreu seçimleri kaybetti. Hastaneye kaldırıldı... Bulgar zulmü devam ediyor. Zorla yollanan soydaşlarımızın sayısı seksen bine ulaştı... Federasyon kupasını Beşiktaş kazandı...

Başhekim bu işten hoşlanmış.

-Ne yapıyorlar bunlar böyle? diye sormuş.

-Efendim, demişler. Ortadaki deli kendinin gazete olduğunu sanıyor, haberleri bildiriyor.

Başhekim daha da hoşlanmış. Dolaşmasını sürdürmüş. Az ileride bir de ne görsün! Sekiz, on deli iplerle sımsıkı birbirlerine bağlanıp bir köşeye atılmamış mı!

-Onlar mı, okunup da iadeye gidecek eski gazeteler efendim...

 

 

Deliden Tanrıya Mektup


Deliden Tanrıya Telgraf

Delinin biri Tanrıya telgraf çekmiş...

Eskiden Türkiyede paranın değerli

olduğu dönemde ilçenin birinde bir deli! yaşarmış.

Çoğu zaman parasız, pulsuz dolaşıp diğer insanlardan para istermiş.

Sık sık para istenmesinden bıkan biri

Git kardeşim işine, Tanrı versin, ben vermiyorum.

diye gırgır geçmiş.

Ama deli ya bu, inanmış ve sormuş:

Tanrıdan nasıl isteyeceğim?

Diğeri: Postaneye git, tel çek!

demiş başından savmak için.

Bizimki doğru postaneye gitmiş ve şöyle bir telgraf yazmış:
Yüce Tanrı makamına:
Yüce Tanrım, benim param yok,

bana acele 100 lira gönder!

Telgrafı gören memur Olmaz kardeşim demiş Bu dediğini yapamam!

Ama bizimki diretince postanede kavga çıkmış.

Olay ilçe kaymakamına iletilmiş. Kaymakam durumu anlamış.

Deliyi makamına çağırtarak, ilçe memurlarının maaş bordrosundan

kestirerek topladığı 50 lirayı deliye vermiş.

Bak demiş, sen tel çektin ve Tanrı da sana 50 lira gönderdi.

Bizim deli sevinmiş, parayı almış. Bu para ona bir ay

yetmiş. Para bitince tekrar soluğu postanede almış

ve şöyle bir telgraf yazmış:

Yüce Tanrı makamına:

Yüce Tanrım, benim param yok, bana acele 100 lira gönder

ama kaymakamı aracı koyma çünkü yarısını kesiyor!

 

 

 

Akıllı eşşek


Politikacının yolu Temellerin köyüne düşmüştü. Köyde gezinirken bir ara politikacının gözü yoldan geçen boynunda çıngırağı olan eşeğe takılmış. Eşeğin arkasından gelen Temele sormuş politikacı;

-Ya bu eşeğin boynuna çıngırağı niye taktınız?

Temel;

-Eşek yürürken çıngırak çalıyor, durunca çıngırak sesi kesiliyor. O sırada ben de koşup eşeği yürütüyorum.

Politikacı;

-E peki ya eşek durup sadece boynunu sallarsa nerden anlayacaksın peki? diye sorunca ukala ukala..
Temel de yapıştırmış cevabı;

-Sizin gibi akıllı eşeği nerden bulacağız ki!

 

Kendini Fare Zanneden Hasta


Kendisini fare zannettiği için ailesi tarafından bir akıl hastanesine yatırılan adam, birkaç yıllık bir tedavinin ardından; iyice kendine gelmiş. Doktorlar, artık taburcu etmeyi düşündükleri hasta ile son bir görüşme yaparak,iyileştiğinden emin olmak istemişler. Adama sormuşlar:

-Söyle bakalım; sen insan mısın, fare misin? Adam gülümsemiş:

-Doktor bey, o günleri geride bıraktım. Elbette ki ben bir insanım. Doktorlar, içleri rahatlayarak:

-Tamam o zaman, artık burada kalmana gerek kalmadı, demişler ve çıkış belgelerini uzatmışlar. Birkaç dakika sonra, gruptaki doktorlardan biri bahçeye çıktığında, adamı bir ağacın arkasına saklanır halde görmüş.

-Noldu yahu? Sıkılmadın mı buradan, çıksana, git özgürlüğün tadını çıkar!

-İyi de doktor bey, orada bir kedi var!

-Eee, ne olmuş kedi varsa; hani sen artık bir fare olmadığını biliyordun?

-Ya doktor bey, ben fare olmadığımı biliyorum da; kedi benim fare olmadığımı nereden bilecek?

 

 

$eytana Cevap
Yaşlı kadın dinine oldukça düşkün bir insandı...Her sabah
kapısının önüne çıkar ve yüksek sesle dua ederdi:
-Allah'ım!Verdiğin nimetler için Sana şükürler olsun!
Ve ardından her seferinde,inançsız olan yan komşusunun sesi duyulurdu:
-Tanrı yok kadın,Tanrı yok!
Yaşlı kadın komşusuna bişey demez,yine her sabah dua eder, komşu da inadından her seferinde ona öyle bağırırdı...
Bir akşam,komşu su yaşlı teyzeye bir oyun etmeye kalkar...Dükkana girip meyve ve sebze,ekmek vs.alıp torbalara doldurup,yaşlı teyzenin kapısının önüne bırakır.
Ertesi sabah yaşlı kadın,kapıyı açıp da yiyecekleri görünce sevinçle bağırır:
-Sana şükürler olsun Allah'ım!! Bu gönderdiğin yiyecekler için de Sana şükürler olsun!...
Ve ağacın arkasından onu seyreden komşusu seslenir:
-Tanrı yok kadın,Tanrı yok! O yiyecekleri ben aldım!
Kadın hiç istifini bozmaz:
-Yüce Allah'ım! Sana ne kadar şükretsem azdır! Hem yiyecekleri göndermiş,hem de parasını şeytana ödetmişsin!
 
Kayserilinin DUA "si

ayserili ve temel bir gün camide dua ederler temel: allahım bana hanlar hamamlar cok para nasip et diye dua etmektedir yan tarafta dua eden kayserili: allahım temele cok para ver diyerek ellerini açarak göz yasları icinde dua etmektedir bu sırada yanlarında duran biri kayseriliye sorar :neden kendin için istemiyorsun arkadasını bu kadar çok mu seviyosun kayserili cevap verir: temelin duası kabul olur allah temele versin ki ben o parayı altıdan girer üstünden çıkar bir sekilde alırım.

 
KAYSERİLİ VE OĞLU


Kayseri'linin oglu
Kayseriliden para ister:
" Baba 5 milyon verirmisin "
Kayserili: " 4 milyon mu dedin?
Napcan lan 3 milyonu,
2 milyon neyine yetmiyo! Al sana 1 milyon yeter!"
Oglu parayi almiş
" Hehe... Baba zaten 500 bin lira lazimdi... "
" Bak sen kerataya...
Demek sahte para vermesem kaziklayacaktin beni..."

 
 
  
 

 



Powered by WB4.DE, dem gratis Homepage Provider

Verantwortlich für den Inhalt dieser Seite ist ausschließlich
der Autor dieser Homepage. Mail an den Autor


www.My-Mining-Pool.de - der faire deutsche Mining Pool